Foto Gaste

 Dünyaca ünlü fotoğraf ajansı Magnum Photos’un 77. yılına özel hazırlanan “Magnum İstanbul’da” sergisini keşfetmek için son gün 20 Kasım! İstanbul’un tarihi Bulgur Palas’ında gerçekleşen sergide, 70 sanatçının 200’den fazla fotoğrafı, toplumsal değişimlerin izlerini gözler önüne seriyor. Ödüllü Türk fotoğrafçı Emin Özmen’in 30 özel fotoğrafına ayrılan bölümle daha da zenginleşen bu sergiyi kaçırmayın! Pazartesi hariç her gün 10.00 – 19.00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edebilirsiniz.

20. yüzyılın en önemli fotoğrafçılarından biri olan ve düşünceleri ve  yarattığı kurumla fotoğrafa yön veren ve çağının en önemli olaylarına tanıklık etme şansına sahip olan Henri Cartier-Breson’un Fransa’nın zengin ailelerinden birinin çocuğu olarak dünyaya gelişinden ustası Andre Lhote’den aldığı resim derslerine, oradan Paris’in Sürrealist ortamlarına, Afrika’nın derinliklerine oradan Meksika’ya ve Amerika’ya, ünlü yönetmen Jean Renoir’a asistanlık yapmaya, İspanya İç Savaşında Film çekmeye, II. Dünya Savaşında Fransız Ordusunda görev yaptığı sırada esir düşüp üç defa Nazi kamplarından kaçmayı deneyip sonuncusunda başaran, 1947’de efsanevi MAGNUM ajansının kuruluşuna, 1952 yılında KARAR ANI makalesini yazmasına ve bir foto muhabiri olarak tanıklık ettiği toplumsal olaylara ve savaşlara kadar YÜZYILIN GÖZÜ sıfatını fazlasıyla hak eden sadece fotoğrafçı kimliğiyle değil aynı zamanda anti-faşist ve anarşist kimliğiyle de dolu dolu yaşayan fırtınalı ve çelişkilerle dolu bir kişiliği...

Leica Galeri İstanbul Werner Bischof'ın 1936-1954 yılları arasında çektiği fotoğraflarına ev sahipliği yapıyor. Werner Bischof’un savaş sonrası Avrupa ve Asya kültürlerine ait fotoğrafları, 1945’ten beri foto muhabirliğinin ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor. 1949’da kurucu üyelerle birlikte Magnum Fotoğraf Ajansı’na katılan Bischof, endüstri ve teknolojiden etkilenen geleneksel kültürlerin gündelik yaşamlarını da belgeliyor. Avrupa, Hindistan, Japonya, Kore, Hong Kong, Güney Amerika gibi farklı coğrafyalardaki hayatlara tanıklık ediyor.  Fotoğrafçılık serüvenini "Dünyanın gerçek yüzünü keşfetmeye mecbur hissettim. Bolluk içinde tatmin edici bir yaşam sürmek birçoğumuzu kendi sınırlarımızın ötesindeki muazzam zorluklara karşı körleştirmişti" sözleriyle özetleyen Werner Bischof'un 1936-1954 yıllarında gerçekleştirdiği gezileri sırasında çektiği, farklılıklar içinde yakaladığı ortak noktaları gözler önüne seren kişisel sergisi Fotografevi ve Werner Bischof Estate iş...

Fotoğraf: Emin Özmen / Suruç - 2014 Magnum Fotoğrafçıları Moises Saman, Emin Özmen ve Newsha Tavakolian'ın fotoğraflarıyla hazırlanan Belirsizlikte Yaşamak: Mülteciler Türkiye'yi Nasıl Şekillendiriyor? başlıklı foto röportajda Suriyeli mültecilerin kamplardaki hayatını, İzmir Basmane'de Avrupaya yapmaya çalıştıkları umut yolculuklarını ya da İran'dan gelip Türkiye'yi Avrupa'ya geçiş kapısı olarak gören ama İstanbul'da sıkışıp kalan Afgan mültecilerin hikayelerini anlatıyor. 2012 yılında  Moises Saman Hatay'da Türkiye-Suriye sınırındaki ilk mülteci kamplarından birini ziyaret ettiğinde;  " T anıştığımız insanların çoğu yakında evlerine dönebileceklerini hissetti.  Köyler tam anlamıyla sınırın ötesindeydi ve bir çok insan geri dönebileceğini düşünüyordu a ncak olaylar sürdüğünde, çoğu insan bunun mümkün olmayacağının farkına varmaya başladı " diyor.  

Fotoğrafçı Onur Ercoşkun "Playing guitar as a warrior." karesi ile 2004'te Amerika'nın Colorado eyaletinde fotoğraf sanatını daha geniş bir kitleye yaymak amacıyla kurulmuş olan C4FAP (The Center For Fine Art Photography) bünyesinde ve Huffington Post'un Fotoğraf Direktörü Christy Havranek küratörlüğünde 6 Ekim-11 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek olan "Photography as Response" sergisinde yer alma hakkı kazandı.  Onur Ercoşkun bu sergi kapsamında yapılacak sergi katılımcısı sanatçı sohbetleri, portfolyo görüşmeleri vb etkinliklerde yer almak için bu tarihlerde Amerika'da olacak. Sergide yer almayı hak kazanan fotoğrafçılar arasında düzenlenecek yarışmanın sonucu ise yarın C4FAP web sitesinde ve sosyal medya hesaplarında açıklanacak.

Valery-Melnikov Magnum Photos'un LensCulture ile birlikte düzenlediği  Magnum Fotoğraf Ödüllerinde kazanan fotoğraflar açıklandı. Dünyanın çeşitli ülkelerinden (127 ülke)  gönderilen fotoğraflar uluslararası bir jüri tarafından seçildi. Belgesel, sokak, portre, haber, fine art, serbest ve jüri özel ödülü kategorilerinin olduğu yarışmada 44 fotoğrafçı dereceye girmeyi başardı. Dereceye giren fotoğrafları görmek için tıklayınız.

Bu sene Fransa’da 10 Haziran – 10 Temmuz tarihleri arasında yapılacak olan UEFA 2016 Avrupa kupası vesilesiyle İstanbul Fransız Kültür Merkezi bütün yaz boyunca Magnum Photos ajansının sergisi « Planète Football » sergisine ev sahipliği yapıyor. Bütün dünyada futbol, rasyonel düşüncenin çok ötesinde tutkuların depreştiği, insanları birleştiren ve aynı anda ayıran, evrensel bir dile sahip olan yegane sporlardan. Bazı ülkelerde futbol kültürü, bir karşılaşmanın iyi veya kötü sonucuna göre hükümetlerin düşmesine ya da birleşmesine neden olabilir. Hatta bazı uluslararası karşılaşmalar iki ülke arasında çatışmalara bile neden olabilir. El Salvador ve Honduras maçı sonrasında iki ülke arasında patlak veren savaş, futbolun gücünün sadece bir örneği.

Savaşı sevmediği halde tüm dünyanın kabul ettiği en iyi savaş fotoğrafçısı, en büyük fotoğraf ajanslarından Magnum’un kurucularından. Tutkulu, uslanmaz bir aşık, bir maceraperest, bir adrenalin bağımlısı. Ününü, hayatını, hayatının aşkını savaşta kazanmış ünü hariç hepsini kazandığı gibi savaşta kaybetmiş Robert Capa ilk kez Türkiye’de.  ( 4 Mart - 15 Mayıs 2016) http://folkartgaleri.com

Futbol gibi, oldukça az tutku insanları bir araya getirir. Sadece bu spor, her türlü mantığa aykırı bir şekilde, milletlerin ruh halini ve hatta hükümetlerin kaderini etkileyecek duyguları tetikleyerek. 1947 yılında kurulan ünlü Magnum Photos ajansının üyelerinin birçoğu futbol dünyasını, taraftarlarını, maçlarını, futbolcularını, Afrika’nın bir arazisinde veya Brezilya’nın bir plajında çıplak ayak veya İngiltere’nin sokak arasında bir teneke kutusuna tekme atarken fotoğraflama şansına sahip oldular.  Sergi; futbolun, dünyanın her yerinde, ırk, din, uyruk ayırt etmeksizin, köklerinin her birimizin içine ne kadar nüfus ettiğini göstermektedir. Oyunun kendine has güzelliği ile fotoğrafların estetiğinin kalitesini bir araya getirmektedir. Futbolu her şekliyle kutlayan sergi, aynı zamanda bizleri yarım yüzyıl süresince dünyanın dört bir köşesine sürükleyen, heyecan verici bir sosyal paylaşımdır.

Magnum Fotoğraf Ajansı üyelerinden, fotoğrafçı Carolyn Drake 22 – 30 Ocak 2015 tarihleri arasında Diyarbakır, Mardin ve Urfa’da fotoğraf atölyeleri gerçekleştirmek üzere Türkiye’ye geliyor. Atölyeler, fotoğraf sanatı ile profesyonel anlamda ilgilenenlerin yanı sıra, fotoğraf ile yeni tanışanların başvurularına da açık. Başvuru için DİFAK ve DSM’nin internet sitelerinden erişebileceğiniz başvuru formunu ve örnek fotoğraflarınızı (Profesyonel Fotoğrafçılar için: bitmiş bir projeden 10 adet ve devam eden bir projeden 20 adet örnek fotoğraf / Amatör Fotoğrafçılar için: 10 adet örnek fotoğraf) 13 Ocak 2015 tarihine kadar adalet@dicle.edu.tr adresine gönderebilirsiniz. Başvurular üzerinden fotoğrafçı, yazar ve fotoğraf eğitmeni Özcan Yurdalan tarafından yapılacak değerlendirmenin ardından belirlenecek katılımcılar ile iletişime geçilecek.

Fotografevi’nin dünyaları cebe sığdıran “FotoCep” serisi  WERNER BİSCHOF ile devam ediyor.  Fotografevi, FotoCep serisine; Ara Güler, Bruno Barbey ve Nikos Economopoulos' dan sonra, yine dünyaca ünlü bir fotoğrafçıyı, Magnum Photos üyesi Werner Bischof'u da ekledi. FotoCep serisinin bu dördüncü kitabı, Bischof’un 1935-1953 yılları arasında dünyanın çeşitli coğrafyalarında çektiği klasikleşmiş siyah-beyaz ve renkli fotoğraflarından oluşuyor. Türkçe-İngilizce-Almanca olarak üç dilde hazırlanan ve yaklaşık 80 fotoğrafın bulunduğu 12,5x18 cm ebadındaki kitabın önsözü, Bischof'un yakın dostu Ara Güler'e ait. FotoCep-4- Werner Bischof, Mayıs ayı sonunda Fotografevi'nden ve tüm kitabevlerinden temin edilebilir. https://www.facebook.com/fotografevi

“Magnum - Kontakt Baskılar” sergisi, dünyanın en prestijli fotoğraf ajanslarından Magnum Photos’un geçtiğimiz yüzyıldan bu yana görsel kültürde iz bırakan fotoğraflarının yaratım süreçlerini kontakt baskılar üzerinden keşfe çıkıyor. Sergi, Magnum’un dünyaca tanınan üyelerinin birinci ağızdan hikayelerini de aktararak, fotoğrafçıların karar alma süreçlerini açık bir şekilde görme ve kavrama imkanı sağlıyor. Fotoğrafta analog döneme odaklanan sergi, dijital teknolojilerin gelişmesi ve fotoğraf üretimini derinden etkilemesiyle birlikte gitgide geçmişte kalan bir çalışma tekniğini hem incelemek hem de anmak üzere, Martin Parr’ın tabiriyle bir ‘kitabe’ işlevi görüyor.  (26 Şubat - 2 Ağustos 2015)