Atların genellikle ender ve bilinmeyen ırkları vardır. Güzelliği, harekette ve eylemdedir. Hareketsiz bir resmi nasıl yorumlayabilirsiniz? Atın bir yere, bir kültüre ve medeniyete olan bağlantılarını bir çırpıda nasıl açıklayabilirsiniz? Afrika savanı, Sibirya taygası, bataklık ovaları veya Himalaya tepeleri, her yerde insanlar yerleştiğinde atlar onlara eşlik etmiştir. Birkaç bin yılda dünyanın çeşitli yerlerinde yüzlerce çeşit gelişmiş ve insanlar, atlarını dönüştürüp şekillendirerek onun savaş, ulaşım, tarım, eğlence gibi beklenti ve ihtiyaçlarına uyması için çeşitli ırklar ortaya çıkarmıştır. Yann Arthus-Bertrand, farklı özel medeniyetlerdeki ve her kültür alanındaki hayvanlarla insanlar arasındaki güçlü bağları vurgulamak için dünyayı aynı fotoğraf cihazıyla dolaştı ve on beş yıl boyunca yüzlerce ırkın ve türün portrelerini yaptı. Her fotoğrafta at, ana karakter, canlılık, zarafet ve zarafeti ifade etmek için çekilen bir kompozisyon oldu. http://tr.zfotofest.ist
Çernobil Nükleer Santrali’nin dördüncü reaktörü 26 Nisan 1986 gece yarısı saat 01.23’te patladı. Pripyatlılar için, çıkardığı gürültü uzaklara düşen bir yıldırımınkinden fazla değildi. Uyuyanlar patlamayı duymadılar. Küçük çaptaki yangına yetişen itfaiye ekipleri durumu çok zorlanmadan kontrol altına aldılar. Ama her şey bitti sandıklarında gördüklerine inanamadılar. Çernobil Nükleer Santrali’nin 4. ünitesinin çatısında büyük bir delik vardı. Bunun anlamını kimse düşünmek bile istemiyordu. Birkaç gün içinde kent tahliye edilecek, otuz kilometre yarıçapındaki tüm köyler boşaltılacaktı. Yasak bölgede bugün artık sadece dönüşümlü olarak çalışan bilim adamları ve güvenlik görevlileri ile tüm sağlık risklerini göze alarak evlerine dönen bazı köylüler yaşıyor.
Çocukluğumdan beri merak eder dururum, “Çöpler nereye gider?” ve “Onları koyacak yerlerimiz tükendiğinde ne olur?”. “Çöpün Yedi Günü”nde atıklara ve tüketime, çöpü kişileştirerek dikkat çekmeye çalıştım. Ailemden, arkadaşlarımdan, komşularımdan ve diğer tanıdıklarımdan bir hafta boyunca çöplerini ve geri dönüşebilir atıklarını tutmalarını ve daha sonra onları beraber fotoğraflamayı istedim. Tabii ki buna kendim ve sekiz yaşındaki oğlum da dahil, çünkü ona da sorunun bir parçası olduğumuzu göstermek istedim. Geri dönüşebilir atıkları biriktirmelerini birkaç nedenden dolayı istedim. İlki, aşırı ambalaj kullanımı; ikincisi, geri dönüşen plastiğin doğaya olan inanılmaz maliyeti ve üçüncüsü, büyük kısmı okyanuslarda sürüklenen atıkların çoğunun dönüşüm tesislerine ulaşamamasından kaynaklı oldu. Fotoğraf setlerini Kaliforniya Altadena'daki evimin arka bahçesinde kurdum. Su, orman, kumsal ve kar; dokunulmamış hiçbir doğal alan yoktu ve amacım çöpün ne kadar istilacı olduğunu göstermekti. Çöp mevzuunu kişileştirmeye kendimden başlayıp etrafıma doğru genişletirken, kimilerinin bu mevzuu üzerine daha derin düşündüğünü fark ettim. Birçok kişi için çöplerini biriktirip onları ortalığa yaymak, bir değişimin gerekliliğine ikna edici olmuştu. Kimileri bu krizi hafifletmek için bazı ufak adımlar atmıştı. Fotoğraflarıma bakınca bu serinin sadece atıklarımızın değil, aynı zamanda değerlerimizin belki biraz daha gelişen değerlerimizin bir kaydı olan anlık bir arkeolojiye benzediğini düşünüyorum. http://tr.zfotofest.ist/photographers.html