Foto Kitap:Hoş Geldin Gazi Atatürk’ün İstanbul Günleri

“Hoş Geldin Gazi - Atatürk’ün İstanbul Günleri (1927 – 1938)” sergisi, Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ilk kez İstanbul’a geldiği 1 Temmuz 1927 tarihinden Dolmabahçe Sarayı’nda hayatını kaybettiği 10 Kasım 1938’e kadar İstanbul’da geçirdiği günlerin fotoğrafları ve hikâyelerini kronolojik bir bütünlük içinde ziyaretçileriyle buluşturuyor.

Küratörlüğünü Cengiz Kahraman’ın yaptığı sergide yer alan fotoğrafların tamamı Yapı Kredi Tarihi Arşivi Selahattin Giz Koleksiyonu’ndaki negatif ve fotoğraflar arasından seçildi. Dönemin foto muhabirleri, Cumhuriyet gazetesinden Namık Görgüç ve Selahattin Giz, Son Posta gazetesinden Cemal Göral, Akşam gazetesinden Faik Şenol, Tan gazetesinden Hilmi Şahenk‘in çektiği bu tarihi fotoğraflar gazetelerden günü gününe derlenen hikâyeleriyle birlikte ilk kez sunuluyor.

Yapı Kredi Kültür Sanat, “Hoş Geldin Gazi - Atatürk’ün İstanbul Günleri (1927 – 1938)” sergisine ev sahipliği yapıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün İstanbul’daki günlerini ziyaretçilerle buluşturan sergi, 17 Mayıs – 10 Kasım 2019 tarihleri arasında Yapı Kredi Müzesi’nde gezilebilir.

Kitabı satın almak için tıklayınız.

Kontrast Dergiden Açık Çağrı:Albümlerdeki Göçmen Köklerimiz

54.sayı İnteraktif Köşe çağrısı:

Göç sadece yaşanan fiziksel mekanın değiştirilmesi değil, hayatın tüm alanlarını kapsayan birçok ilişkinin de tekrar kurulmasını ifade eder. Göçmenler, fiziksel bir mekandan, bir başkasına giderken sadece gözle görünür, elle tutulur eşyalarını değil, tüm hayat tecrübelerini, yaşam biçimlerini, dillerini, kültürlerini, anılarını, hayallerini de götürürler. Yolculuk kadar yeni yere yerleşme ve uyum da risklerle dolu bir maceradır ve gittikleri yere de kendi zenginliklerini getirirler, toplum öyle ya da böyle değişir, yerleşilen mekan orada yaşayanlar için de eskisi gibi olmaz...
http://kontrastdergi.com/albumlerdeki-gocmen-koklerimiz/

Albümlerinizdeki göç yaşamış aile üyelerinizin, bu zenginliğimizi yansıtan fotoğraflarını, kısa hikayeleri (bir örneğini alttaki fotığrafta bulabilirsiniz) ile birlikte bizlerle paylaşmanızı istiyoruz. Gelen fotoğraflar arasından seçeceğimiz 10 fotoğrafı 54.sayıda yayımlayacağız.

Gönderim şekli :
Fotoğrafların 20 Eylül 2018 tarihine kadar;
kontrast@kontrastdergi.com adresine;
konu kısmında : GÖÇMEN KÖKLERİMİZ ifadesi ile;
kişi başı en fazla 3 adet fotoğraf olacak şekilde gönderilmesi gerekmektedir.
Fotoğraf dosyalarınızı gönderirken “AD.SOYAD.SAYI”
şeklinde isimlendirmenizi rica ederiz.

Basın Fotoğrafçılarının Gözünden Ankara, Belgrad, İstanbul, Saraybosna

500 yıl boyunca Balkan Yarımadası ve Anadolu’ya hâkim olan Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda yıkıldı ve kalıntılarından Osmanlı mirasını reddeden modern ulus devletler doğdu. Bunun sonunda halkın yaşamında, özellikle büyük şehirlerde köklü değişiklikler meydana geldi. “Osmanlı Sonrasında Devinen Şehirler – Basın Fotoğrafçılarının Gözünden Ankara, Belgrad, İstanbul, Saraybosna” başlıklı sergi, bu değişimin izlerini Osmanlı’nın yıkılışından sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti ve Yugoslavya Krallığı’ndaki dört şehirde; Ankara, Belgrad, İstanbul ve Saraybosna’da süren basın fotoğraflarından oluşuyor.

İstanbul’da Deniz Sefası Deniz Hamamından Plaja Nostalji

Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul kent tarihinin sosyokültürel yapısına ışık tutan plaj kavramını İstanbul’da Deniz Sefası: Deniz Hamamından Plaja Nostalji sergisi ile mercek altına alıyor. Kuruluşunun 10. yılını geride bırakan İstanbul Araştırmaları Enstitüsü arşivinden ve farklı koleksiyonlardan derlenen bu sergi, 1870’lerden 20. yüzyılın ortalarına uzanan süreçte, deniz hamamından plaja geçişin devrim niteliğindeki hikâyesine odaklanıyor.

Osmanlı halkının denizle olan ilişkisinin dönüşümünü büyük ölçüde I. Dünya Savaşı belirledi. Uzun süre mahremiyetin bir parçası olan denizde yüzmek sakıncalıydı, yasaktı. Suyla iç içe bir kent olan İstanbul’da, Batılılaşmanın etkisine rağmen halk 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren denizden tahta perdelerle ayrılmış “deniz hamamları” ile yetinmek zorunda kaldı. Önceleri ticaret, seyahat ve manzara gibi nosyonları çağrıştıran deniz Cumhuriyet’le birlikte yeni anlamlar kazanmaya başladı. Yerleşmeye başlayan laik toplum anlayışı insanı daha görünür ve özgür kılarken halk da denizle barışacaktı.

Ara Güler Arşivi Kapılarını Açıyor

Doğuş Grubu 2016 yılında Ara Güler'in fotoğraflarını satın alarak Güler için fotoğraf müzesi yapacağını duyurmuştu. Fotoğraf ve Kültür Sanat dünyasında ilgi çeken ve çokça tartışılan bu proje hakkında uzun zamandır yeni bir haber verilmiyordu. Son olarak İdil Deniz Türkmen, Doğuş grubu sanat danışmanı Çağla saraç ve AGAVAM'dan (Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi) Umut Sülün'le Istanbul Art News için yaptığı röportajda projenin iki ayaktan oluştuğu haberini verdi.

Ara Güler'in Beyoğlu'nda bulunan evi sanatçı müzesi olarak değerlendirilecek ve usta fotoğrafçının günlük yaşamını yansıtacak, fotoğraf arşivi ise Bomontiada'da açılacak olan galeride (AGAVAM)  yer alacak. Fotoğraf ve bunun dışındaki diğer belge ve yazışmaların da yer aldığı arşiv online olarak halkın erişimine açık olacak. Ara Kafenin faaliyetine devam edeceği binadaki tüm eşya ve materyaller (negatifler, sergiler için basılmış fotoğraflar, filmler, yazışmalar, fotografik malzemeler, fotoğraf makineleri, Ara Güler'in şahsi sanat koleksiyonu, kitapları, yer aldığı süreli yayınlar ) arşivlenirken evde bulundukları yerler etiketlenmiş, gerekli tasnif işlemlerinden sonra bu bilgilere göre bulundukları yerlere bırakılacakmış.

Ara Güler'in daha öncesinde imzaladığı ya da mührünü vurduğu çeşitli koleksiyonlarda bulunan fotoğraflar için ise koleksiyon sahipleriyle iletişime geçilerek döküm oluşturulması ve sertifikalanması planlanıyor. Bunun dışında Ara Güler fotoğrafı satın almak isteyenler için bilgi alacakları ve baskı çeşitlerini görebilecekleri edisyonlu satış bölümü de yer alacak.

Mayıs ayında araştırmacılara kapılarını açması planlanan ve özel bir arşivleme sistemi geliştirilen  AGAVAM'da , fotografik malzemeler 16-18 derecede ve yüzde 45 nemli bir ortamda saklanacak. Beyoğlundaki Müzenin faaliyete geçmesi için ise biraz daha beklememiz gerekecek.

Ara güler Arşivinden çıkacak ve muhtemelen daha önce hiç görülmemiş nice fotoğraf tarihçi ve araştırmacılara ışık tutacaktır. 

Ustanın da dediği gibi: 

- Ara Güler fotoğrafçı ...... bir yaşıma daha girdim, ben tarihçiyim oğlum tarihi kaydediyorum.

Ara Güler müzesi ve AGAVAM hakkında daha detaylı bilgi için İdil Deniz Türkmen'in Istanbul Art News'in Şubat sayısındaki röportajını okuyabilirsiniz.

Sultan 2. Abdülhamid Arşivinden Dünya

Teknik gelişmelere oldukça meraklı olan Sultan II. Abdülhamid fotoğrafçılıkla da özel olarak ilgilenmiştir. Fotoğraflarla dönemini belgeleyen ve hazırlattığı fotoğraf albümlerini yabancı ülke devlet adamlarına da hediye olarak gönderen 2. Abdülhamid, aynı zamanda ülke dışındaki gelişmeleri de fotoğraflar aracılığıyla takip etmiştir.

2. Abdülhamid koleksiyonunda bulunan dünya ülkelerine ait fotoğrafların seçkisinden oluşan Sultan 2. Abdülhamid’in Arşivinden Dünya adlı albüm, bizlere o döneme dair bilgiler de vermektedir. 

Fotoğraflar/Photograps:Brandseph, Frith, Wilhem Hermes,J. Laurent, E & H. T. Anthony, F. Rocchini, F.Orden, Giorgi Sommer, Hüsameddin Bey, Kusakabe Kimbei, Achille Quinet, J.X. Raoult, T.R. Dumas, C. Sabounci, Pascal Sebah 

Kitabı satın almak için tıklayınız.

İFSAK Arşivi 3. Kez Aralanıyor

Fotoğraf: Arif Hikmet Koyunoğlu

Fotoğraf Sanatı'nın değerli isimleri İFSAK Arşivi'nde yer alan fotoğraflarıyla 1Temmuz -28 Eylül 2017 tarihleri arasında İFSAK Galeri'de fotoğrafseverlerle üçüncü kez buluşuyor.

Kurulduğu günden beri Türkiye'de fotoğraf ve sinemanın yaygınlaşması, üretiminin artması, yeni sanatçıların yetişmesi, fotoğraf ve sinemanın gereken saygınlığı kazanması için çaba gösteren İFSAK, arşiv fotoğraflarını gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor.

Kurulduğu 1959 yılından günümüze değin pek çok usta fotoğrafçının yolunun kesiştiği İFSAK, Türkiye Fotoğraf sanatına ışık tutacak bu değerli dökümanları sonraki kuşaklara aktarmak amacıyla arşivini en iyi şekilde korumayı ve fotoğrafseverlerle buluşturmayı hedefliyor. 

2015 yılında çalışmalarına başlayan İFSAK Arşiv Birimi Koordinatörlüğünde incelenen ve korumaya alınan arşiv fotoğraflarının üçüncü seçkisi 1 Temmuz 2017 Cumartesi günü saat 17:00'de gerçekleşecek açılışın ardından fotoğrafseverlerle buluşacak.

İFSAK Arşivi Yeniden Aralanıyor

Arşivi belli bir seviyede olan kurumlar, yer aldıkları alanlarda köklü ve geleneksel bir yapıya ulaşmışlardır. Kimileri bu geleneksel yapı içinde ilerleme gösteremeyerek oldukları yerde sayarlar veya yok olup giderler. İFSAK, 56 yılı geride bırakmak üzere olan ve ülke gerçeklerini göz önüne alırsak, arşivi de belli bir seviyeye ulaşmış bir kurumdur. Bu geleneksel yapı içinde de kaybolmayarak, ürettiği projeler ve yaptığı yeniliklerle kendi alanında saygın yerini çoktan almıştır.

İFSAK, barındırdığı fotoğraf, sinema ve kendi tarihi özelinde Türk fotoğrafı için de çok kıymetli olan dokümanlarıyla ağır bir yükün altındadır. Bu yükün altında ezilmemek için de çalışmak zorundadır. İFSAK'ın yeni projelerinden biri olan İFSAK TV'yi hayata geçirmek için yapılan çalışmalarda da gördük ki, arşiv bu projenin de baş aktörlerinden biri durumunda. Geçtiğimiz günlerde, arşivin dijital kopyalarını çıkarmak ve bunları sunulur hale getirmek için de adımlar atıldı, aramızdan ayrılan ve yaşamakta olan fotoğrafçıların bu paha biçilmez üretimlerini kendi koşullarımız içinde en iyi şekilde muhafaza etmek için de gerekli çalışmalar başlatıldı.

Sergi:Anadolu'dan Bir Tanık

Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan ‘Mudurnu Tarihi Ahi Kenti’, İpek Yolu üzerindeki stratejik coğrafi konumu ile Erken Osmanlı döneminin önemli bir Ahilik-esnaf kenti ve yurtsever bir Cumhuriyet şehridir. 

1. Dünya Savaşı sırasında düştüğü esir kampında fotoğrafçılığı öğrenen Ahmet İzzet Bengüboz’un, memleketi Mudurnu’da 1920li ve 30lu yıllarda çektiği fotoğraflar, bir dönemin sosyal yaşamına ışık tutan değerli bir belge niteliğindedir.