Ana içeriğe atla

Ceren Aksan Röportaj

Röportajlarınızda ortak sualin aynı anda müzisyenlik, fotoğrafçılık ve oyunculuk yaparken zamanı nasıl kullandığınıza dair olduğunu görüyoruz. Fotoğrafın diğer iki işe göre hayatınızdaki yeri nedir?
www.cerenaksan.com
Hiçbirinin "diğerlerine göre, belirlenmiş" bir yeri yok; çünkü hayatımın bazı dönemlerinde biri, bazı dönemlerinde diğeri ön plana çıkıyor. onlar aralarında anlaşıyorlar ;)
Çalışmalarınızda modele odaklanan ve detaylar ile gözü yormayan karmaşadan uzak bir saflık hâkim, fotoğraflarınızdaki size özgü bu karakteristikle modellerinizin istekleri arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz? Modellerinizden sizin kafanıza yatmayan istek veya önerilerin geldiği oluyor mu? 
Benimle çekim yapmak isteyen sanatçılar veya kişiler zaten benim stilimi, fotoğraflarımı, çalışmalarımı beğenip, ortaya çıkacak fotoğrafın tatmin edici olacağından emin olarak geliyorlar. Bu konuda kafasında soru işareti olan hiç kimseyle çalışmıyorum artık. Bana gelen kişinin fotoğraf konusunda bana güvendiğini hissetmezsem eğer, o çekimi yapmam. Çünkü bu benim kişisel enerjimi, işimdeki motivasyonumu ve dolayısıyla ortaya çıkacak sonucu etkiliyor. Buna benim bu hayatta en istemeyeceğim şey! Bir işi yaptığımda, yapabileceğimin en iyisini yapmak, benim en büyük zevkim. 
Çekimden önce bir araya geliyoruz, mutlaka fotoğrafını çekeceğim insanı tanımak ve ne istediğini - neye ihtiyacı olduğunu bilmek istiyorum. Enerjilerini rahatlatmak beni için çok önemli, çünkü genelde profesyonel modelleri değil sanatçıları çekiyorum. Model olmadıkları için , genelde fotoğraf çektirirken kasılan, ne yapacağını bilemeyen, rahat hissedemeyen insanlar olarak geliyorlar. Bu aşamada güvenlerini kazanmak, kendilerini iyi hissettirmek ve onları en doğru şekilde yansıtacağımı (basitçe bir kaç örnek çekerek) anlatıp onları rahatlatmak, enerjilerini açmak benim işim. Bütün bunlar sağlandığı zaman çekim gerçekleşmeye başlıyor ve fotoğrafı nasıl ortaya çıkaracağıma karışmıyorlar. 



Ekranlarla kuşatıldığımız bu yüzyılda görselleri çok hızlı tüketiyoruz. Çağımızda fotoğraf çekmek fast food yemek yapmak gibiyken çalışmalarınızın kalıcı tatlar bırakması için özel bir gayretiniz oluyor mu? 


Geçen aylarda Andante dergisi için çektiğim Benyamin Sönmez'i kaybettik. Onu kaybettiğimizde çekmiş olduğum fotoğrafların kullanılması işime başka bir boyuttan bakmamı sağladı. Fotoğraf, bir insanı ölümsüzleştiren şeylerden biri. Ben çektiğim her portreyi (şartlar elverdikçe) o kişiyi en iyi yansıttığını düşündüğüm şekilde ortaya koymaya çalışıyorum.


Çekim sırasında ne tarz müzikler dinlersiniz? 
Yapacağım çekime göre değişir. Moda ve katalog çekimlerinde enerji düşürmemek için genellikle House çalarım, sanatçı çekerken albüm fotoğrafı çekiyorsak O albümü veya kendine yakın türde müzikleri, oyuncular için portre çekerken ise almak istediğimiz duyguya uygun müzikleri. Onun dışında stüdyoda genel olarak indie, lounge, bossa nova, jazz veya moduma göre funk çalarım.
Dijital teknoloji ile birlikte artmaya başlayan ve bilgisayar müdahalesi ile yapılan konsept çalışmalara olan bakışınız nedir? Fotoğraf çekildiği andaki saf haliyle mi kalmalı ya da estetik  bir görsele giden her yol mubah mı?


Doğru sonuca ulaşacak her yol mubah.


Eğitim hiç bitmeyen bir süreç, fotoğraf alanında kendinizi güncel tutmak için takip ettiğiniz yerli-yabancı dergi, kitap vs. kaynaklar var mı?
İnternet üzerinden 7/24 takipteyim. Bir gün içinde binlerce görsel bakıyorum. Laptopum yoksa telefondan bakıyorum. Boş durduğu her an gözüm ekrandadır. İnsanlar chat yaptığımı veya mesajlaştığımı düşünürler, hep laf atarlar ama aslında o anlarda ben mutlaka bir fotoğrafa bakıyorumdur ;)
Müzik bir sanat dalı olduğu kadar tekniğinde matematik barındıran bir iş, buradan yola çıkarsak müzisyenliğin fotoğrafçılığınıza olan etkisini nasıl açıklarsınız?
Hayatta yaptığımız basit şeylerin bile kuralları, formülleri var. Müzikte ve fotoğrafta; bunları hem bilip, hem de zihnen ve ruhen özgür olabilmeyi öğrenmeniz gerekiyor. Ben müzik alanında; konservatuvarda eğitim aldığım yıllarda sadece bu formülleri, matematiği ve kuralları öğrendim. Sonra doğaçlama yapabilmek ve içimden gelen sesi duyabilmek için bu öğrendiğim kuralları ve sınırları bazen unutmam/yıkmam gerektiğini keşfettim. Bunu yapabilmek için üzerinde çok çalışmam gerekti. Fotoğrafa başladığımda, müzikle ilgili bu deneyimi çoktan edinmiştim. Bu yüzden fotoğrafta aynı hatayı yapmadım. Tekniği ve iç dünyamı birlikte geliştirdim, birlikte büyüttüm.




 




Hayalinizde fotoğrafını çekmek istediğiniz müzisyenler var mı?
Böyle bir hayalim hiç olmadı. İnsanlar üzerinde hayal kurmuyorum. Beni hisseden ve bana fotoğraflarımı beğenerek gelen, kendini de benim gözümden görmek isteyen insanları "görmek, anlamak ve nasıl yansıtacağımı düşünmek" beni daha çok heyecanlandırıyor.
Yıllardır sahne üzerinde bir müzisyen olarak konser fotoğraflarından oluşan bir proje hazırlamayı düşündünüz mü?
Hiç düşünmedim. Konser fotoğrafı çeken çok başarılı fotoğrafçılar var. Dostum Erdal Mahir Curan bu konuda en başarılı gördüğüm kişidir.


Bir fotoğrafa baktığınızda sizi ona bağlayan ilk şey nedir? Ne tarz fotoğrafları beğenirsiniz?
Teknik şeyler değil. Ruhu ve bende çağırıştırdığı duygu beni etkiler. Bu yüzden spesifik bir açıklama yapamayacağım. Her türlü fotoğrafa bakmaktan zevk duyabilirim veya aşık olabilirim. Yeter ki içerisinde çeşitli kaliteler barındırsın. Ruhu olan, çarpıcı, yalın, içerikli, stil sahibi, duygu 
yüklü, renk armonisi ve estetik formlar içeren, vb. her türlü fotoğraf olabilir…







Takip ettiğiniz fotoğrafçılar veya fotoğraf akımları var mı? 


Ne müzikte, ne fotoğrafta, ne de sosyal konularda hiç bir fanatizmim, takip ettiğim belirli bir stil veya kimse yok. Görebildiğim, duyabildiğim her şeye açığım ve ilgiliyim. Var olan her şeyde beğenilecek bir yön, öğrenilecek bir şey vardır, yeter ki görmeyi/duymayı bilin.
Fotoğraf kelimesinin size anımsattığı imge, renk ve ses nedir?
Tabii ki bu şekilde anlatabileceğim bir şey değil. Daha çok her şeyi barındıran "evren" gibi. 
Ülkemizden veya yurt dışından bir fotoğraf sanatçısı ile ortak bir projede yer almak ister misiniz?


Neden olmasın? Yeniliklere her zaman açığım.
Ülkemizde fotoğrafa olan ilgi çok yoğun, amatör fotoğrafçıları takip ediyor musunuz ve görsel estetik açısından ne durumdayız sizce?


Vaktim yettiği kadar fotoğraf çeken herkesi biraz da olsa takip etmeye çalışıyorum. Bence ülkemizde çok yetenekli insanlar var.
Önümüzdeki günlerde yapmayı planladığınız fotoğraf projelerinden bahseder misiniz?
Oben Budak 'ın yeni kitabı "falan filan" için portrelerini ve Tan Sağtürk'ün fotoğraflardan oluşacak bale kitabı için çekim yapacağım. Sıradaki diğer projeler arasında V Style by Vildan Mumcu için çekeceğim moda kataloğu da var. Bunun yanı sıra VEGA Agency & Events bünyesindeki stüdyomuzda sanatçı, oyuncu, albüm, moda, portre ve dergi çekimlerine de devam ediyorum.



Samimi sohbetiniz için teşekkürler.
Ben teşekkür ederim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İzzet Keribar’ın “Renklerin Yolculuğu” Sergisi İstanbul Modernde

 “Renklerin Yolculuğu”, İzzet Keribar’ın (d. 1936) bir buçuk milyona yakın kareyi içeren arşivinden bir seçkiyi izleyicilerle buluşturuyor. Sergi, sanatçının alameti farikası haline gelen renk, ışık, doku ve grafik ögeler gibi biçimsel unsurları içeren fotoğraflarını öne çıkarırken, Keribar’ın yıllar içinde değişen tarzını da gözler önüne seriyor ve izleyicileri farklı zaman ve mekânlara renkli bir yolculuğa davet ediyor. Altı bölümden oluşan serginin ilk bölümü, sanatçının 1950’lerde İstanbul’un hızla değişmekte olan sokak hayatını ve Güney Kore’nin kent ve kırsalını belgelediği çalışmalarına yer veriyor. Serginin ikinci bölümü, Keribar’ın 1980’lerden itibaren İstanbul’un farklı semtlerindeki günlük hayatı kayıt altına aldığı yapıtlarını bir araya getiriyor. Serginin üçüncü ve dördüncü bölümleri, Keribar’ın çoğunlukla kullandığı doğal ışık ve renkler aracılığıyla “sıradan”ı “sıra dışı” hale getirdiği, Türkiye ve dünyanın farklı noktalarına yaptığı seyahatlerde ürettiği doğa ve ...

Barış Manço ile 7 den 77 ye Fotoğrafları Sergisi

Erkmen Sağlam, 140 farklı ülkeyi dolaşarak Ekvator’dan Kutuplara yaklaşık 800 bin kilometreden fazla yol kateden, Türkiye’yi karış karış gezerek ekranlara taşıyan “Barış Manço ile 7’den 77’ye Programı’nın” çok özel fotoğraflarını öyküleri ile izleyenlerle paylaştı… Her fotoğraf Erkmen Sağlam'ın kaleminden kısa hikayeleri ile tam bir belgesel niteliği taşımakta. Bu çok özel serginin açılışında; tam 13 yıl boyunca Barış Manço’nun efsane grubu Kurtalan Ekspresle birlikte olan ve ‘’Mançoloji’’ albümünün aranjörlük ve müzik direktörlüğünü yapan Eser Taşkıran’ın Barış Manço şarkılarından oluşan müzik dinletisinin yanı sıra Mine Mucur (Mine Abla) eşliğinde “Adam Olacak Çocuk‘’ yarışması da yıllar sonra tekrarlanacak. Ve serginin açılışı sunumunu da İzzet Öz yapacak. Erkmen Sağlam’ın Objektifinden ‘Barış Manço ile 7’den 77 ye Fotoğrafları Sergisi’ 22 Nisan-09 Mayıs tarihleri arasında, Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi’nde   Barış Manço sevenlerin ziyaretine ücretsiz olarak açık kalacak....

212 Photography Istanbul Sebastião Salgado’nun “Genesis” Sergisiyle Kapılarını Açıyor

 Bu yıl  yedincisi  düzenlenecek olan  212 Photography Istanbul (28 Eylül - 13 Ekim 2024) fotoğrafın yanı sıra farklı disiplinleri dahil ettiği kapsamlı programıyla İstanbul’un farklı rotalarında sanatseverleri ağırlamaya hazırlanıyor.  Yedinci edisyonunda 212 Photography Istanbul, çağımızın en önemli fotoğrafçılarından ve aktivistlerinden biri olan Sebastião Salgado’nun “Genesis” sergisiyle İstanbul’u büyülemeye hazırlanıyor. Sergi, 28 Eylül’den itibaren Aralık sonuna kadar T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür Sanat Merkezi’nde 3 ay boyunca ziyarete açık olacak.   Festival, bu sene yine program içeriği ile takipçilerine çok özel bir keşif rotası sunacak. Sanatçıların modadan gastronomiye, mimariden yeni medyaya farklı yaratıcı disiplinlerden projeleri yer alacak. Sergilerin yanı sıra festival programında atölye, söyleşi, film gösterimleri, konserler, dans/performans gibi p...