Foto Kitap:Fotoğraf, Zihinsel Şey..

Sözcüklerin peşinde olduğu için okuduğu kitabın adını önemsemeyenler gibi; Henri Cartier-Bresson’da görünene odaklanmanın değil, iyi fotoğrafın peşindeydi. Onu iyi fotoğrafa ulaştıran düşünce pratiklerine yaklaşabilmek için, ‘kavrayış’ olarak düşünce ile ‘kaşına kaşına tasarlayıp durma’ anlamındaki düşünceyi ayırt etmek gerekir. Bu ayrım, zihinden-bakışa yönelmek yerine, zihinle bütünleşmeye varan ‘görü’ye açılır. Cartier-Bresson’ı yalnızca iyi fotoğrafa değil aynı zamanda sükûnete, tevazuya ve nihayetinde doyumlu yaşama ulaştıran ‘görü’nün ipuçlarını bu kitapta bulabilirsiniz.

https://www.idefix.com

İnsan Fotoğrafı Çekmek İçin Bu Kitabı Okuyun

Basmakalıp öneriler yok. "Kameraya gülümse" yok. Fotoğraf kulüplerine özgü bir dil yok. Daha önce yayınladığımız, İyi Fotoğraflar Çekmek İçin Bu Kitabı Okuyun'un çok beklenen bu devam kitabı, insan fotoğrafları çekmenin temel ilkelerini, usta fotoğrafçıların ikonik imgeleri eşliğinde anlatıyor. Bir kaç temel fotoğraf bilgisine ve herhangi bir fotoğraf makinesine sahip herkes için ideal olan bu kitap, hemen makinenizi alıp arkadaşlarınızın, ailenizin ve başkalarının fotoğraflarını çekmek için size ilham verecek.

Kitaptaki 50 usta fotoğrafçıdan bazıları:
Richard Avedon, William Klein, Cindy Sherman, Garry Winogrand, Richard Renaldi, William Eggleston, Sebastião Salgado, Henri Cartier-Bresson, August Sander, Joel Sternfeld.

Yaratıcı Fotoğrafçılıkta Tasarım İlkeleri

Yaratıcı Fotoğrafçılık Temelleri Dizisi'nin ilk kitabı olan Tasarım İlkeleri, okurları, fotoğraf yaratım sürecinde tasarım metodolojisinin kullanımıyla tanıştırıyor.

Tasarım İlkeleri, fotoğrafa fazlasıyla doymuş bir çağda, tasarım bilincinin fotoğraflarınıza nasıl yeni bir boyut kazandırabileceğini gösteriyor. Çizgi, şekil, renk, alan, doku ve ışığın kullanımı gibi, karakteristik olarak tasarımla ilişkilendirilen bir dizi ilke konusunda rehberlik ediyor; bunların fotoğrafçılığa nasıl uygulanabileceğini gösteriyor.

Tasarım İlkeleri, okurları, tarzları ve türleri ne olursa olsun fotoğrafçılıklarına dinamizm ve etki katabilecek, üzerine düşünülmüş bir yaklaşımla tanıştırıyor.

Futbol Tutkusuna Magnum Vizöründen Bakın

Futbol gibi, oldukça az tutku insanları bir araya getirir. Sadece bu spor, her türlü mantığa aykırı bir şekilde, milletlerin ruh halini ve hatta hükümetlerin kaderini etkileyecek duyguları tetikleyerek. 1947 yılında kurulan ünlü Magnum Photos ajansının üyelerinin birçoğu futbol dünyasını, taraftarlarını, maçlarını, futbolcularını, Afrika’nın bir arazisinde veya Brezilya’nın bir plajında çıplak ayak veya İngiltere’nin sokak arasında bir teneke kutusuna tekme atarken fotoğraflama şansına sahip oldular.  Sergi; futbolun, dünyanın her yerinde, ırk, din, uyruk ayırt etmeksizin, köklerinin her birimizin içine ne kadar nüfus ettiğini göstermektedir. Oyunun kendine has güzelliği ile fotoğrafların estetiğinin kalitesini bir araya getirmektedir. Futbolu her şekliyle kutlayan sergi, aynı zamanda bizleri yarım yüzyıl süresince dünyanın dört bir köşesine sürükleyen, heyecan verici bir sosyal paylaşımdır.

İstanbul Modern'de “Herkesin Kendi Bakış Açısı Var”

İstanbul Modern Sanat Müzesi, Paris’teki Centre Pompidou işbirliği ve Eğitim Sponsoru Garanti Bankası’nın katkılarıyla on sekizincisini gerçekleştirdiği Genç İstanbul Modern etkinliklerini “Herkesin Kendi Bakış Açısı Var” başlıklı fotoğraf sanatını keşfe odaklanan program ile sürdürüyor.

13 Ekim 2015 – 10 Ocak 2016 tarihleri arasında 6-12 yaş grubundaki çocuk ve ailelerine yönelik düzenlenen program, fotoğraf sanatçısı Henri Cartier-Bresson’dan esinleniyor. Manzara, portre ve çektiği önemli olayların fotoğrafları ile tanınan, Magnum fotoğraf ajansının kurucusu sanatçı Henri Cartier-Bresson’un yazılarında ve röportajlarında söz ettiği, fotoğrafı çekerken deklanşöre basılan an, yani “karar anı”nı belirleyen unsurlar bu programda mercek altına alınıyor.

Fotoğrafın Tüm Öyküsü

İnsanlar, her zaman, anı yakalayıp onu başkalarıyla paylaşabilecek imgelere dönüştürmeye çabalamıştır. Bir temaya odaklanıp onu karakalem, boya gibi araçlarla tuvale dökme yüzyıllar boyunca ressamların işiydi. 1839’da ise, anı oracıkta kaydedebilen yepyeni bir macera ortaya çıktı: fotoğraf. İlk başlarda karmaşık ve çok zaman alan bir süreç gerektiren fotoğraf, hızla evrilerek dünyayı göz açıp kapayıncaya kadar kayıt altına alma gücüne erişti. Peki günümüzde, yani her gün milyarlarca karenin çekildiği bir ortamda neden bazı fotoğrafçıları ve onların yapıtlarını özellikle önemsiyoruz? 

http://www.dr.com.tr