Sergide , biyografik bir anlatımdan kaçınarak daha az bilinen eserleri aracılığıyla Robert Mapplethorpe'un farklı bir bağlama yerleştirilmesi ve sanatının en esas yönlerinin görünür kılınmasıyla, izleyicilere yeni bir bakış sunulması hedefleniyor. Bu sebeple, üretimleri arasında en az kurgulanmış olan; hatta belgeleyici sayılabilecek S&M görüntüleri, Polaroid'leri ve otoportreleri seçkinin dışında tutuluyor. Eserlerinde heykelsi ve resimsel nitelikleri vurgulamak Mapplethorpe'u kariyeri boyunca yönlendiren bir dürtüdür. "Photo-Seccessionists" akımın Stieglitz, Day ve Steichen gibi isimlerinin yanı sıra fotoğrafın öncüsü Nadar'dan büyük ölçüde etkilenen Mapplethorpe'un fotoğrafları 1970'lerin başında klasik bir form anlayışına doğru evrilir. Buna paralel olarak, Polaroid'i bırakıp, kare formatlı vizörün sınırları içinde daha yavaş çalışmasını zorunlu kılan Hasselblad 500'ü kullanmaya başlamasıyla sanatında doğaçlamayı bütünüyle terk eder....
ile Kadrajınız Güncel Kalsın.