İşlerini yaratma sürecini fotoğraf çekmekten çok fotoğraf yapmak olarak tanımlayan sanatçı bu seride her gün fark etmeden kaydettiği anları, imgeleri, biçimleri birbiriyle ilişkilendirerek ikili hikâyeler yaratıyor. Bu imajlar, spekülatif birer film sahnesi gibi göz önüne serildikçe, zihinde parıldayan görüntü yığınlarına benzeyen ucu açık bir film şeridini andırıyor. Serideki imaj bolluğu, sanatçının tıpkı evrende insanı da benzettiği piksel parçalarını çağrıştırıyor; her ikili imaj sanki kavramsal bir bütünün pikselleşmiş parçalarına dönüşüyor. Bu seri oluşurken 95,000’in üzerinde fotoğrafı kapsayan arşivine geri dönen Arevyan, fotoğrafların kurgulanmadığını, belli bir hikâyeyi takip etmediğini ancak zaman içerisinde zihninde birleştiğini vurguluyor; “Bu seride görüntüleri stüdyomda sahnelemek yerine, yaşamın sahnelediği görüntüleri fotoğrafladım. Oluşturduğum ikili imajlar, yaşadığım, gezip gördüğüm dünyadan seçtiğim kareler, hiçbir didaktik kaygı gözetmeksizin, anlamı bende saklı olan karşılaşmalardan oluştu. Bu karşılaşmalar bana iki imajı özgürce akort ederek yeni görsel deneyimler yaratabileceğim bir alan sundu. Seriye devam ederken ortaya çıkan düşünce alanı, fotoğrafik bilincim ve bir sanatçı olarak gelişimim hakkında bir geri bildirim döngüsü yarattı.”
Ani Çelik Arevyan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ani Çelik Arevyan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çarşamba
Olduğu Gibi Sergisi Galata Rum Okulu’nda
İşlerini yaratma sürecini fotoğraf çekmekten çok fotoğraf yapmak olarak tanımlayan sanatçı bu seride her gün fark etmeden kaydettiği anları, imgeleri, biçimleri birbiriyle ilişkilendirerek ikili hikâyeler yaratıyor. Bu imajlar, spekülatif birer film sahnesi gibi göz önüne serildikçe, zihinde parıldayan görüntü yığınlarına benzeyen ucu açık bir film şeridini andırıyor. Serideki imaj bolluğu, sanatçının tıpkı evrende insanı da benzettiği piksel parçalarını çağrıştırıyor; her ikili imaj sanki kavramsal bir bütünün pikselleşmiş parçalarına dönüşüyor. Bu seri oluşurken 95,000’in üzerinde fotoğrafı kapsayan arşivine geri dönen Arevyan, fotoğrafların kurgulanmadığını, belli bir hikâyeyi takip etmediğini ancak zaman içerisinde zihninde birleştiğini vurguluyor; “Bu seride görüntüleri stüdyomda sahnelemek yerine, yaşamın sahnelediği görüntüleri fotoğrafladım. Oluşturduğum ikili imajlar, yaşadığım, gezip gördüğüm dünyadan seçtiğim kareler, hiçbir didaktik kaygı gözetmeksizin, anlamı bende saklı olan karşılaşmalardan oluştu. Bu karşılaşmalar bana iki imajı özgürce akort ederek yeni görsel deneyimler yaratabileceğim bir alan sundu. Seriye devam ederken ortaya çıkan düşünce alanı, fotoğrafik bilincim ve bir sanatçı olarak gelişimim hakkında bir geri bildirim döngüsü yarattı.”
Pazartesi
Ani Çelik Arevyan’ın ''Bu Dünyaya Ait İzler'' Sergisi Galeri Nev’de

Arevyan’ın “Bu Dünyaya Ait İzler” dizisi çağdaş anlayışa göre gerçeklik referansının silinmesi durumuyla ilgili bir yorum önerir. Dijital ve fiziki dünya arasındaki yer değiştirmeler, bizleri görüntünün kendini deneyimlenmiş olanın zaman-mekan bağlamında temellendirmesi için gereken çabayla ilgili kuşku duymaya yönlendirir. Yeni serisinde Arevyan zamana dair olanı işinin merkezinde konumlandırır; fotoğraflardaki baskın görsel referans olan türbülans hareketi ancak zamanın varlığı hesaba katıldığında kavranabilir. Arevyan’ın fotoğrafları zaman içindeki konumumuzu sorgularken bizleri bilinmeyen bir dünyaya yönlendirir. Figürlerin rüya gibi halleri ve tekrarlanışları gerçeklikle kurdukları bağı belirsizleştirir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Yılın Basın Fotoğrafları" Yarışmasında Ödüller Sahiplerini Buldu
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) tarafından 40 yıldır aralıksız olarak düzenlenen “Yılın Basın Fotoğrafları” yarışmasının 2024 sonuçl...
