
Lâm Duc Hiên’in imajları olumsuzdan yola çıkarak tanımlamayı reddettiği kadın ve erkeklere itibarlarını iade eder. Bu “evsiz barksızların”, “meteliksizlerin”, “mülksüzlerin”, “yurtsuzların”, “güvende olmayanların” ve “sesi kısılanların” yüzlerini, bedenlerini, hareketlerini asla gasp etmeksizin ele geçirerek onları tam aksine, kendi varlıklarının zenginliği içinde, kendi yönelimlerinin öznesi olarak ve yaşamaya devam etmenin bile başlı başına bir direniş eylemi olduğu bağlamlarına oturtarak sunar bizlere.
Lâm Duc Hiên, İnsan hizasından fotoğraf çekmektedir, özelikle de kadın ve çocuklar hizasından, aynı zamanda sıklıkla da anneler hizasından. Onun çektiği resimlere yansıttığı şey, aslında insanların çocuğunun görmeği dahi başaramadıkları ve fazlasıyla sıklıkla unuttuklarıdır: oysa dünyada tek geçerli ölçek vardır, o da bireyin ölçeğidir, her türlü sefaletseviciliğin ötesinde, Lâm Duc Hiên’in ilgisini çeken de sadece budur.
Lâm Duc Hiên’in çalışmaları, insanın gözü açan, göz açtıran türden çalışmalardır, her bakışın siyasi olduğunu hatırlatır bizlere ve gözümüzü açıp açmamanın sadece bize kaldığını…
“Zorunluluğun fotoğrafçısı” olarak onun her bir fotoğrafı, bizler için çoğu zaman radyoda cızırdayan bir ses ya da bıkkın gözlerimizin önünden geçiveren görüntüler olmakla sınırlı kalan ve asla sesini duyamadıklarımızla bizi diyaloga sokar. Lâm Duc Hiên’in fotoğrafları bizleri asla suçlamaksızın uyuşukluğumuzdan çıkarır. Lâm Duc Hiên’in bakışına yaptığımız bu yolculuk ,bizlere kendimizi suçlu hissettirmez. Bilinçlenmiş hissettirir.