sergi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sergi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Salı

“Magnum İstanbul’da Sergisi İçin Son Gün 20 Kasım

 Dünyaca ünlü fotoğraf ajansı Magnum Photos’un 77. yılına özel hazırlanan “Magnum İstanbul’da” sergisini keşfetmek için son gün 20 Kasım!




İstanbul’un tarihi Bulgur Palas’ında gerçekleşen sergide, 70 sanatçının 200’den fazla fotoğrafı, toplumsal değişimlerin izlerini gözler önüne seriyor.

Ödüllü Türk fotoğrafçı Emin Özmen’in 30 özel fotoğrafına ayrılan bölümle daha da zenginleşen bu sergiyi kaçırmayın!


Pazartesi hariç her gün 10.00 – 19.00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edebilirsiniz.

Perşembe

212 Photography Istanbul 5-15 Ekim 2023 Tarihleri Arasında Ziyaretçilerini Bekliyor!

Festivalin ana mekanları arasında Yapı Kredi bomontiada, Akaretler, MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi, St. Benoît Kilisesi, Taksim Sanat, Institut Français, Müze Gazhane, Yeldeğirmeni Sanat, Moda İskelesi, Kadıköy Meydan, Soho House, Akbank Sanat, İstanbul Kitapçısı ve Mutfak Sanatları Akademisi bulunuyor. Ayrıca, Büyükdere 35, Anna Laudel, Fotoğrafevi, Noks Art Space gibi galerilerde de paralel sergiler planlanıyor.


Festival, dijital çözüm ortağı Eventix üzerinden ücretsiz davetiyelerle tüm sergilere giriş imkanı sunuyor. Sergilerin yanı sıra, mimariden teknolojiye, yayıncılıktan gastronomiye, sinemadan müziğe kadar geniş bir yelpazede içerik sunan kapsamlı bir program da katılımcıları bekliyor. Soho House’da gerçekleşecek söyleşilerde ise birçok sanatçı ve profesyonel isim farklı başlıklarda konuşma ve sohbetlerde İstanbullularla buluşacak. 

Program akışı:
6 Ekim Cuma

10.30-12:30 Portfolyo Değerlendirmesi: István Virágvölgyi ile @ 212 Studio
19:00 – 20:00 Söyleşi: Merceksiz Fotoğrafçılık // Yapay Zeka @ Soho House
Konuşmacılar : Bager Akbay ve Deniz İkizler

7 Ekim Cumartesi

13:00-14:30 Atölye: Aylin Kutku ile Yetişkinler İçin Kolaj Atölyesi @ Müze Gazhane
13:00-14:00 Atölye: Enerjisa: Çocuklar için Yaratıcılık Atölyesi – Değişen Dünyanın Bir Parçası Olmak @ Müze Gazhane
Atölye Yürütücüsü: Özge Vural
14:00 – 15:00 Söyleşi: Yeni Dünyada Mimari, Tasarım ve Deneyim @ Soho House
Konuşmacı : Seyhan Özdemir
Moderatör : Yağız Genç
15:00-16:00 Atölye: Enerjisa: Çocuklar için Yaratıcılık Atölyesi – Değişen Dünyanın Bir Parçası Olmak @ Müze Gazhane
Atölye Yürütücüsü: Özge Vural
15:00-16:00 Söyleşi: İstanbul’un Yazlık Sinemaları @İstanbul Kitapçısı – Kadıköy
Konuşmacı: Burçak Evren
Moderatör: Elçin Acun
17:00 – 18:00 Söyleşi: İstanbul Sokaklarıyla Üretmek @ Soho House
Konuşmacılar : Kıvılcım Güngörün, Dinçer İşgel, Rash
Moderatör : Tuna Mert
21:00 Konser : Selin Geçit / Zorlu PSM – %100 Studio

8 Ekim Pazar

11:30 – 12:30 Atölye: Aylin Kutku ile Çocuklar İçin Kolaj Atölyesi @ Müze Gazhane
13:00 – 15:00 Atölye: Fırat Şenol ile Bi̇r Yürüyüş Boyunca Beyoğlu’nu Hatırlamak
13:00 – 14:00 Söyleşi : Dünden Bugüne Müzik Tarihi
Konuşmacılar : İzzet Öz, Kanat Atkaya
13:00-14:00 Atölye: Enerjisa: Çocuklar için Yaratıcılık Atölyesi – Değişen Dünyanın Bir Parçası Olmak @ Müze Gazhane
Atölye Yürütücüsü: Özge Vural
15:00-16:00 Atölye: Enerjisa: Çocuklar için Yaratıcılık Atölyesi – Değişen Dünyanın Bir Parçası Olmak @ Müze Gazhane
Atölye Yürütücüsü: Özge Vural
15:00 – 16:00 Söyleşi: Sahne Fotoğrafçılığı @ Müze Gazhane
Konuşmacılar : Aylin Güngör, Muhsin Akgün, Cem Gültepe
Moderatör : Ahmet Uluğ
16:00 – 17:00 Konser : Alara Tütüncü Duo / Akbank Caz Fest @ Tophane-i Amire
18:00 – 18:50 Film Gösterimi: Two Minutes to Midnight @Soho House
Yönetmen : Yael Bartana
18:50 – 19:30 Film Üzerine Sohbet: Two Minutes to Midnight @Soho House
Konuşmacı: Aylin Vartanyan
19:30 – 20:20 Film Gösterimi: Two Minutes to Midnight @Soho House
Yönetmen : Yael Bartana

10 Ekim Salı

10.30-12:30 Portfolyo Değerlendirmesi: Mous Lamrabat ile @ 212 Studio
18:00-19:00 Söyleşi: İstanbul Eğleniyor, @İstanbul Kitapçısı – Kadıköy
Konuşmacı: Levent Kaya Ocakaçan
Moderatör: Berk Kır

11 Ekim Çarşamba

10:00-18:00 Atölye: Volkan Kızıltunç ile Konseptten Sekansa, Fotoğraf Kitaplarını Keşfetmek @Müze Gazhane
10:00-15:00 Atölye: Derya Turgut ile Restoranda Fotoğraf @ MSA’nın Restoranı
11.30-13:30 Portfolyo Değerlendirmesi: Daniëlle van Zadelhoff ile @ Online

17:00-18:00 Söyleşi: Kadın Gözüyle: Kameradan Yansıyanlar @ Soho House
Konuşmacı: Zühal Deniz Dağdelen
Moderatör: Piraye Müderrisoğlu
18:00 – 19:00 Söyleşi: Ortak Mücadeleler Üzerine @Taksim Sanat
Konuşmacı: Prof. Dr. Serpil Çakır
Moderatör: Zeynep Ayta
19:00 – 20:30 Film Gösterimi: Unfinished Spaces @ Soho House
Yönetmen : Benjamin Murray ve Alysa Nahmias
19.00 – 21.00 Film Gösterimi ve Söyleşi: Le Mépris @ Institut Français
Yönetmen: Jean-Luc Godard
Konuşmacı Cem Başeskioğlu

12 Ekim Perşembe

10:00-18:00 Atölye: Volkan Kızıltunç ile Konseptten Sekansa, Fotoğraf Kitaplarını Keşfetmek @Müze Gazhane
14.30-16:30 Portfolyo Değerlendirmesi: Tine Poppe ile @ Online
16:00 – 17:00 Söyleşi: Kadın Gözüyle: Fotoğrafın İzinde @ Soho House
Konuşmacı : Prof. Güler Ertan
Moderatör: Zeynep Ayta
18:00 – 18:50 Film Gösterimi: Two Minutes to Midnight @Soho House
Yönetmen : Yael Bartana
19:00 – 19:50 Film Gösterimi: Two Minutes to Midnight @Soho House
Yönetmen : Yael Bartana
20:00 – 22:00 Atölye: Cihan Bacak ile Çağdaş Dans Fotoğraf Atölyesi / Harekete Alan
Tanı @ Akbank Sanat

13 Ekim Cuma

10:00-18:00 Atölye: Volkan Kızıltunç ile Konseptten Sekansa, Fotoğraf Kitaplarını Keşfetmek @Müze Gazhane
14:00-15:00 Söyleşi: Yaratıcılıkta Riff Cohen’in Yolculuğu @ Soho House
Konuşmacılar: Riff Cohen
Moderatör: Gülce Oral
18:00-20:00 Atölye: İsmet Köroğlu ile Hareket Atölyesi @ Akbank Sanat
19:00-20:00 Söyleşi: Görünenin Arka Planı @Soho House
Konuşmacılar: Oya Başkaya, Barış Çakmakçı
Moderatör: Melis Bektaş
19.00 – 21.00 Film Gösterimi: À bout de souffle @ Institut Français
Yönetmen: Jean-Luc Godard

14 Ekim Cumartesi

13:00 – 17:00 Atölye: Elçin Acun ve Mert Çağıl Türkay ile Cyanotype Atölyesi @ Müze
Gazhane
13:00-14:00 Atölye: Enerjisa: Çocuklar için Yaratıcılık Atölyesi – Değişen Dünyanın Bir Parçası Olmak @ Müze Gazhane
Atölye Yürütücüsü: Özge Vural
15:00-16:00 Atölye: Enerjisa: Çocuklar için Yaratıcılık Atölyesi – Değişen Dünyanın Bir Parçası Olmak @ Müze Gazhane
Atölye Yürütücüsü: Özge Vural
14.00-15.00 Söyleşi: Fotoğrafta Rengin Temsili @ Soho House
Konuşmacılar : Beste Zeybel ve Yener Torun
Moderatör : Gizem Hız
21.00 Konser : Bîdar @ Zorlu PSM – touché
21.00 Konser : Oldies but Goldies @ Babylon

15 Ekim Pazar

13:00 – 14:00 Söyleşi: Sadece Müzikten Konuşalım @ Müze Gazhane
Konuşmacılar : Murat Abbas, Görgün Taner, Kanat Atkaya
Moderatör : Gülşah Güray
15:00 – 16:00 Söyleşi: Konserler, Kalabalıklar, Heyecan @ Müze Gazhane
Konuşmacılar : Cem Gültepe, Artemis Günebakanlı, Dilan Bozyel
Moderatör : İpek Atcan
13:00-14:00 Atölye: Enerjisa: Çocuklar için Yaratıcılık Atölyesi – Değişen Dünyanın Bir Parçası Olmak @ Müze Gazhane
Atölye Yürütücüsü: Özge Vural
15:00-16:00 Atölye: Enerjisa: Çocuklar için Yaratıcılık Atölyesi – Değişen Dünyanın Bir Parçası Olmak @ Müze Gazhane
Atölye Yürütücüsü: Özge Vural
17.00 – 18.00 Söyleşi: Ortak Tutku ve Kaçınılmaz Başarı @ Müze Gazhane
Konuşmacılar : Levent Dokuzer, Reha Öztunalı, Şule Camadan
Moderatör : Artemis Günebakanlı
19:00 – 20:30 Film Gösterimi: Unfinished Spaces @ Soho House
Yönetmen: Benjamin Murray ve Alysa Nahmias

Haremden Özgürlüğe Türk Kadınının Bağımsızlık Öyküsü

 21. yüzyıl, ülkemizde ve dünyanın pek çok ülkesinde toplumsal değerlerin çöküntüye uğradığı, kapitalizm rüzgârı ile küreselleşen dünyamızın iklim krizi, pandemi, savaşlar ile insanların mutluluğu ve umudu adına zor bir dönemeç olarak karşımıza çıkmaktadır. Üretim toplumunun tüketim toplumuna dönüşmesi, küreselleşme ile birlikte üretimin kapasitesindeki artış, huzur ve güven duygusunu yitiren ve yalnızlaşan insanın tüketim çılgınlığı ile mutluluk arayışı, doğasından kopuk yaşamın doğması gibi birbirini tetikleyen nedenler ile dünya dengeleri sarsılmıştır. Dünya 2015 yılından beri 2030 yılını hedefleyerek yoksulluğu sona erdirmek, eşitsizlik ve adaletsizlik ile mücadele ve iklim değişikliğini düzeltmek için on yedi küresel amaç belirlemiş ve üzerinde uzlaşmıştır.  




 

Hedeflere ulaşabilmenin yolu ise tüm dünyanın insani bir duyarlılığa sahip olmasını önceliklemektedir. Yaşanabilir bir dünya için yeni yollar bulmak, ortak değerleri anımsamak için farklı coğrafyalardaki başarılı dünya deneyimlerinin tanıtılması ve paylaşılması her zamankinden daha büyük bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Bu Sergi, toplumsal cinsiyet eşitliği başta olmak üzere yeni dünya düzeni için pek çok detayı ile anılmayı, anımsanmayı ve tanıtılmayı hak eden bir örneği gün yüzüne çıkarmayı hedeflemektedir. Bilhassa Türk kadınının dünyanın pek çok ülkesinden önce elde ettiği haklar, Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin deneyimlerini paylaşmayı gerektirmektedir. 

 

Ez cümle bu sergi; bir ülkenin emperyalizme karşı açtığı bir savaşı nasıl zafere dönüştürdüğünü, ardından gelen devrimlerle olanaksız koşullarda bir halkın kendine yetebilecek ekonomik düzeni nasıl sağladığını, gerçek bir bağımsızlığın kadının ve erkeğin eşit koşullara sahip olması ile mümkün olduğunu gösteren bir deneyimi göz önüne serecektir.  

 

Sergi fotoğrafları, Hamza Rüstem Koleksiyonu’ndaki geçtiğimiz yüzyılın başından ortalarına tarihlenen, odağında kadını gösteren binlerce fotoğraf arasından seçilmiştir.  

 

Genç Türkiye Cumhuriyeti döneminin İzmir’inde kadının hakları, statüsü ve toplumsal değerini en çarpıcı biçimde aktaran binlerce fotoğraf, ulusal ve yerel tarih bilgileri ile şu ana kadar gerçekleştirilen araştırmalar uzanımında kendi kültüründen süzülen sergi temalarını yaratmıştır.  

Oksimoron Fotoğraf Sergisi İFSAK Galeride

 “Birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılmasıyla oluşan ifade biçimi.”


“Okuyucu ya da dinleyicide genellikle şaşkınlık ve hayret uyandıran, mizah ürünü olup tamlama biçiminde anlatımı etkili kılmak için kullanılan edebî sanatlardan biri.”



Başta şiir olmak üzere, okuyucu ve dinleyicide sarsıcı etki uyandırmayı amaçlayan oksimoron sanatı, kaynağını mizah ve ironiden alır. Anlatılmak istenen sözün çarpıcı bir şekilde söylenmesine aracılık eder.


Birbiriyle çelişen ya da zıt nitelik taşıyan ifadeleri gündelik yaşam içinde kullanan bireyin; bulunduğu ortamlarda konuşma sanatını gerçekleştirirken bu tür ifadeler kullanması, karşıdaki bireyde şaşkınlık yaratan aynı zamanda düşünme imkânı veren ortamlar sunar.


Yazılı ve sözlü kültürün bilen insanı düşünceye sevk etmesi gerçeğiyle, gören insanın görsel kültürü sentezleyip gelişmesi ve bugün içinde olduğumuz zamanın getirdikleriyle bizleri sembolik kodlarla etkilemeye devam ettiği bir gerçek.


Bu bağlamda projemizin amacı zihnimizde oluşan/oluşturulan kavramları görsel bir hikâyeye dönüştürerek izleyiciye sunmak oldu.


Görsel oksimoronu kullanan fotoğrafçı da bir edebiyatçı gibi farklılıklardan hareket ederek benzerlikleri; uyumsuzluklardan hareketle de çelişkileri vurgulamayı amaçlamaktadır.

Sergi 7 Ekim – 26 Ekim 2023 tarihleri arasında ziyaret edilebilir.


Oksimoron Proje Grubu


Proje Danışmanı; Meral Güler


Danışman Yardımcısı: Ebru Akalın


Sergide Yer Alan Fotoğrafçılar; Ahmet Kalafat, Ali Hasan Bakır, Cem Çapa, Emine Bulut, Gonca Özkutlu, Gülay Unur, Gültürk Köroğlu,Hasan Ürey, İsmail Vatansever, Levent Batanay, Melike Mert, Nadya Erzurumluoğlu , Nil Ayral, Nurcan Albayrak, Özlem Bay, Pınar Ay, Samet Avcı, Serdar Burak.


 Afiş tasarım: Sara Arslan

Coşar Kulaksız’ın yeni sergisi “ARADA” Tophane-i Amire’de

 Coşar Kulaksız'ın üç yıl boyunca farklı coğrafyalarda çekilen fotoğraflarından oluşan yeni sergisi "ARADA" Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Kültür Sanat Merkezi Tophane-i Amire'de açıldı. 'ARADA' Sergisi Kulaksız'ın 'insanın arada kalmışlık duygusunu' betimlediği fotoğraflardan oluşuyor. Editoryal konsept ve sergi tasarımını Bülent Erkmen'in yaptığı ve metin yazılarını Gonca Özmen'in yazdığı 'ARADA' Coşar Kulaksız Fotoğrafları kitabı da aynı zamanda lanse ediliyor. Sergi 14 Ekim'e kadar ziyarete açık kalacak.



Pazartesi

Sergi:Fransa'da Türkiye'nin Yüzleri

Institut français Ankara'nın sunduğu ve Fransa'daki Türk göçmenlerin bir portresini çizen bu fotoğraf serisi, Fotoğrafçı Ahmet Sel ve Elele Derneği'nin uzun erimli ortak çalışmasının bir ürünü olup Fransız Göç ve Entegrasyon Bürosunun (OFII) desteği ile gerçekleştirilmiştir.

" Fransa'ya 70'li yıllarda gittiler. Bazıları yasal yollardan, bazıları da sahte turist veya kaçak olarak... Yeni ve daha iyi bir yaşam için boydan boya Avrupa'yı aştılar. Biraz para biriktirelim, döneriz, dediler. Eninde sonunda bir ev, bir traktör, bir otomobil parası... Sonra yine memleket toprağı. Ama iş o kadar kolay değildi. Yıllar geçti, göçmenlerin büyük bir çoğunluğu Fransa'da kaldı. Bugün onlar doğal olarak hem Türkiye'nin hem de Fransa'nın bir parçası".

www.ifturquie.org/ankara

National Geographic'ten Fotoğraf Sergisi

Bugüne kadar dünyanın dört bir yanında 40 milyonun üzerinde ziyaretçi ile buluşan National Geographic sergilerinden Photo Ark Sergisi, bu yıl şubat, mart ve nisan aylarında ilk kez Türkiye’de hayvanseverler, doğa ve fotoğraf tutkunlarıyla buluşuyor.

Fotoğrafçı Joel Sartore’nin birçok farklı türden hayvanı, vahşi yaşam koruma alanlarında, stüdyo kalitesinde çektiği nefes kesen fotoğraflardan oluşan Photo Ark, adeta biyoçeşitliliğin bir arşivi niteliğini taşıyor. Vahşi hayatı ve yaşam alanlarını etkileyen konulara dair farkındalığı artırmayı hedefleyen Photo Ark, National Geographic fotoğrafçısı Joel Sartore imzasıyla gelecek nesillere Dünya üzerinde yaşayan türlerle ilgili bir arşiv kaydı bırakmanın yanı sıra türleri korumanın önemine dikkat çekiyor.

Sıraevler No:55 Akaretler, Beşiktaş 

Fotoğraf Sergisi:"Frankofonide Yolculuk"

Dünya üzerinde 275 milyon Frankofon olduğu tahmin edilmekte. Birleşmiş Milletler Örgütü'nün resmi dilleri arasında yer alan Fransızca, 5 kıtanın tümü üzerinde konuşulan iki dilden biridir. Emre Rende bizi, Lübnan Dağları'ndan geçerek Cibuti kent merkezinden Burundi plajlarına kadar uzanan Frankofon bölgelere doğru şaşırtıcı bir yolculuğa davet ediyor. Atlantik Okyanusu'ndan Hint Okyanusu'na, Kivu Gölü'nden Tanganyika Gölü'ne, Gorée Adası'ndan Madagaskar'a yapacağımız yolculukta bu evrensel dili konuşanları tanıyacağız. (21.02.2020 / 26.04.2020)  

www.ifturquie.org

Çarşamba

Dilan Bozyel'in İkilem Rotası “Paris – Beyrut : Mutluluk Hattı” Fransız Kültür Merkezinde

Yaşayacağı şehri, yaşamak istediği şehirleri fotoğraflayarak bulmaya çalışan bir fotoğrafçı Dilan Bozyel. Hikâyesinin ilk ikilem rotası yaşadığında mutlu olacağına inandığı iki şehirde geçiyor; Paris ve Beyrut. Dilan Bozyel’in “Paris – Beyrut : Mutluluk Hattı” kitabının yayınlanmasının ardından aynı ismi taşıyan sergisi 12 Aralık 2019 – 9 Şubat 2020 arasında Institut français’de görülebilir.

Dilan Bozyel  “Paris – Beyrut : Mutluluk Hattı” serüvenini şu cümlelerle özetliyor;

“… Doğunun mistik ve batının estetik yüzü beni her iki tarafa da çekiyordu. Ortadoğu’ dan başlayıp, Avrupa’ ya uzanan yolculuğumda gözlerim ve kameramın ortak işbirliği ile arayışımı fotoğraflar üzerinden sürdürmeye devam ettim. Derken; Fransız estetik kültürüyle doğu motiflerinin şekil aldığı Beyrut sokaklarında, kültür ve politik tarih fısıltılarını duvarlardan dinledim. Frankofon medeniyetin, Arap gelenekleriyle harmanlanarak insanları güzelleştirdiğine şahit oldum. 
Paris’ e doğru yola çıktığımda; başka ama benzer bir rüzgardan büyülendim. Sadece mimari büyü değildi kamerama yansıyan, Paris sokaklarında rastladığım insanların yüzlerinde de hikayeler vardı. Neredeyse karşılaştığım her bir portre başlı başına adeta bir kitap gibiydi. Yalnızca portreler ve mimari de değildi hikaye barındıran; sokaklar, kaldırım taşları, cafelerdeki tabureler, mezarlıklar, metrolardaki müzik sesleri, şehrin tüm akışına yön veren güvercinler… Bir şehir, insanı daha nasıl kendine aşık edebilirdi?

Evimi aramaya devam ettiğim yolculukların molalarında hep aynı duygu belirdi; Paris’ e ve Beyrut’ a derin bir özlem besliyordum. Bu duygunun ölümsüz olması gerektiğine karar verdim; bavulumdan Paris ve Beyrut’ ta çektiğim fotoğrafları ve not defterime karaladığım cümleleri sizlerle paylaşmak için sabırsızca bir heyecan duymaya başladım. Önce kırmızı kaplı bir kitap haline geldi seyahatlerimin mutluluk hattı şehirleri. Kitap, kendine sığamadı; heyecan dolu bir sergiye dönüştü. Paris ve Beyrut, beni şans ve mutlulukla doldurdu. Şimdi sizin sıranız, kitabın sayfalarından serginin duvarlarına, gözlerinizden yüreğinize; iyi yolculuklar dilerim!”

Salı

Sergi:Bir Spor Seyyahının Görsel Günlüğü

17 Mayıs- 13 Haziran 2019 tarihleri arasında, mimar ve fotoğrafçı Sena Özfiliz’in “Spor Mekanları: Bir Spor Seyyahının Görsel Günlüğü” başlıklı fotoğraf sergisi, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi iş birliği ile açılıyor.

20 yılı aşkın bir süredir geniş bir coğrafyada spor alanlarının izini süren fotoğrafçı, kentsel ölçekte ya da bireysel olarak deneyimlenen bu alanların kent ve kentliyle ilişkisini mercek altına alıyor. Gözlemlerinde spor, oyun ve yarışmanın günlük hayatlarımızda artan rolüne dikkat çeken fotoğrafçı, izleyicileri büyük etkinlikler için inşa edilmiş dünyanın en görkemli spor yapılarından, beklenmedik ve ilgi çekici yerlerde karşımıza çıkan spor mekanlarına doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

Açılışı 17 Mayıs günü gerçekleştirilecek olan sergi, 13 Haziran gününe kadar Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Karaköy Sergi Salonu’nda görülebilecek.  Ayrıca sergi kapsamında Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından Türkiye ve İstanbul’daki spor mekanlarını tartışmaya açmayı amaçlayan bir panel de düzenlenecek.

Sergi:“İstanbul Her Şeye Rağmen”

Galeri ARK; fotoğraf çekmeye başladığı 80’li yıllardan bu yana İstanbul’u sayısız defa kadrajına almış Timurtaş Onan’ın, şehrin gündelik yaşamına dair görsel hikayelerle yüklü “İstanbul Her Şeye Rağmen” adlı yeni sergisine 9 mayıs – 4 Haziran tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor.

Onan’ın fotoğrafları, “an”da kendini gösteren hesapsız ve kurgusuz gerçeğin; sersemleten, büyüleyen, değiştiren, dönüştüren ve “her şeye rağmen” kendini var eden olagelişini belgeliyor  ve dışarıdan ne kadar müdahale edilirse edilsin; hayatın ve şehrin her şeyden azade kendine özgü  bir akışı olduğunu ve bu akışı hiçbir şeyin değiştiremeyeceğini ortaya koyuyor.

“İstanbul – Her Şeye Rağmen” bize şehir hayatının anlamının ancak en küçük yapı taşlarında, günlük hayatın küçük ilişkilerinde bulunacağını hatırlatıyor. Bu ilişkilerin dili henüz tam olarak çözülmüş değildir; tıpkı insanın ne olduğu sorusuna yanıt veremeyişimiz gibi. Timurtaş Onan’ın fotoğrafları tüm yalınlıkları içerisinde haber bültenlerinin veya analizlerin bize bütün bir kumaş gibi sunduğu şeyin, tek tek ipliklerini sunuyor. Günlük yaşam ve tarih bu ipliklerin bir araya gelişi ile dokunmaktadır.

Yaşar Kemal'in Çukurova Fotoğrafları

çukurovaYapı Kredi Bankası'nın 75. yılı için Yapı Kredi Kültür Sanat tarafından düzenlenen Yapı Kredi 75. Yıl Sergileri'nin ilki, Yapı Kredi'nin isim sponsorluüunu üstlendiği bomontiada'da açıldı. "Lütfi Özgünaydın - Yaşar Kemal / Çukurova Fotoğrafları" başlığını taşıyan sergi, 25 Nisan 2019'a kadar Yapı Kredi bomontiada ALT'ta gezilebilecek.

Lütfi Özgünaydın, Yaşar Kemal'in sağlığında onun Çukurova'sını, edebiyatının kadim topraklarını, anıtsal Anavarza kalesini, bereketli pamuk tarlalarını, koyun sürülerini, örgülü saçları, kınalı avuçları, sac ekmeğini, toprak çapalayan kadınları, kıl çadırları çekti. Hemite (Gökçedam) köyünde Yaşar Kemal'in çocukluk arkadaşlarını, onların hayranlıklarını, gururlarını yakından gördü. Nergis kokulu yelleri, kavak boyu kamışları, sürmeli cerenleri, yavuz atları, bataklıkları, bükleri, yaylaları ve düzleriyle Çukurova'dan 2000'den fazla fotoğrafla döndü. "Yaşar Kemal / Çukurova Fotoğrafları" sergisi, bu fotoğraflardan yapılan bir seçkiyi sunuyor. Buğday tarlasını andıran bir tasarıma sahip olan sergi, ziyaretçiye tıpkı buğday başaklarının arasında dolaşır gibi fotoğrafların arasında dolaşma fırsatını veriyor. Sergiyi gezerken, Çukurova'nın rüzgârını yüzünüzde, usta yazarın sözlerini kulaklarınızda duyacaksınız. 

Cumartesi

Sergi:Konstantinos Pittas'ın "İstanbul-Atina"

Sergi, ilk defa 80li yıllarından bugüne kadar iki şehrin hayatını ve sakinlerini yan yana sunuyor. Sanatçının fotoğrafları geçmişten bugüne iki şehri birleştiren ortak noktaları göstererek nostalji duygusu uyandırıyor. Sergi, yolculuğuna referans şehri olan İstanbul'dan başlayacak ve Ekim 2019'da Atina'ya taşınacaktır.


Sergi süresi: 23 Mart-15 Nisan 2019
Ziyaret saatleri: Pazartesi-Cuma 15:00-20:00

Giriş için kayıt  gereklidir.

Sanatçı hakkında:

Atina'da doğan Konstantinos Pittas halen bu şehirde çalışmaktadır. Yunanistan'da ve yurt dışında sergiler açan sanatçının 2016 yılında Benaki Müzesi'nde yer alan «Soğuk Savaş döneminin Avrupa» konulu sergisi büyük ilgi gördü. Konstantinos Pittas'ın yayınlanmış üç fotoğraf kitabı bulunmaktadır. 

Perşembe

Sergi:Transisyon

Galeri Binyıl, 26 Şubatta Hamam Arts Hub Binasında açacağı beşinci sergisi ile; 
Transisyon: Geçişim, üst başlığıyla görsel sanatlar alanında güncel yapıtlar üreten on üç 
sanatçının işlerini izleyiciyle buluşturuyor.

İnsandan arda kalan her iz, zaman ile etkileşim halindedir ve bu durum aslında sonsuz kere yeniden şekillendirme sürecidir. Gözlemcinin bu süreçlerden en az birinde edindiği izlenimler, sonsuzluktan koparılan ince kesitlerden ibaret olan "an"lara referans verir.
Tüm bu referansların üst üste katmanlaşarak mekân ve nesneyle etkileşimi; belki de ancak kişisel deneyimlerin zihinde tetikledikleriyle algılanır ve anlamlanır. İzlenimler ve deneyimler çoğaldıkça, bellek de derinleşir. Bu zihinsel yolculukta geçilen her eşik, aynı zamanda da kişiyi bir daha tekrarı mümkün olamayacak izleklere taşır.' 

Prof. Ozan Bilgiseren küratörlüğünde MSGSÜ Fotoğraf Bölümünden katılımcı sanatçılar kendi fotoğrafik malzeme ve dilleriyle konuya işaret etmeye çalışıyor. 26 Şubat'ta GALERİ BİNYIL, HAMAM ARTS HUB binasında, Kuruçeşme cad. No:41 Beşiktaş adresinde eserlerini sanatseverler ile buluşturacaklar.


Sanatçılar:
Basri Gençcelep, Bora Şençalar, Ebru Ceren Uzun, Galip Olcayto, Gülay Doğan, Merih Akoğul, Murat Han Er, Osman Demir, Ozan Bilgiseren, Özgür Akpınar, Özlem Demircan, Seçkin Tercan, Sevinj Yusifova

Küratör: Prof. Ozan Bilgiseren

Cumartesi

Sergi:Gurbette

Atlas Kültür Merkezi ve Marmara Üniversitesi Kentsel Sorunlar ve Yerel Yönetimler Araştırma Merkezi ile ortaklaşa Hollanda’ya göç fotoğraf sergisini “Gurbette” adı altında 7-21 ocak 2019 tarihlerinde Istanbul’da sanat severler ile buluşturuyor.

Hollanda-Türk İşgücü Anlaşması bundan tam 55 yıl  önce Lahey'de imzalandı. 19 Ağustos 1964'te hayata geçirilen anlaşma ile ilk dönemde Hollanda'ya yaklaşık 5 bin kişi göç etti. O dönemde memleketlerini arkalarında bırakıp çalışmaya giden Türkler,  yıllar içinde burada yeni hayatlar kurdu. Zamanın'da “Gastarbeider” yani ‘misafir işçi' olarak adlandırılan birinci nesil süre zarfında her ne kadar göçmen, etnik azınlıklar ve yabancı'lar gibi terimler kullanıldıysa'da yarım asır sonra bu terimler yerini ‘Nederlandse Turken'yani ‘Hollandalı Türkler' kavramına bıraktı. Kısacası zorlukları ve güzellikleri ile inişleri ve çıkışları Hollanda'da ‘kollektif' bir tarihimiz oluştu.

Cuma

Sergi:Simya

Bekir Kıraç’ın “Simya” sergisindeki fotoğrafları geniş boşluklar içeriyor. Bu boşluklar içeren beyaz zemindeki imgeler, sizi var olan dünyadan bilinemez olana doğru bir yolculuğa çıkartıyorlar. Görünür/görünmez, bilinir/bilinmez olan boşluk ve doluluk diyalektiğiyle karşımızda. Boşluk, sizi ve dışınızda olanı bir tür bütünlüğe ulaştırıyor. Ya da diğer bir deyişle bütünselliği ve parçalı olmayı aynı anda içeren bir felsefeye. 

** Çoğumuz bulutlara bakar ve onların şekillerini dünyadaki insanlara, canlılara ya da eşyalara benzetiriz. Bekir Kıraç bu projesinde, aynı bulutlara bakma oyunu gibi, bize katı göndermelerde bulunmaktansa, simgesel, dönüşlü ve geçişli bir imajlar bütünü sunuyor. Anlamın statik olmadığı bu sunum sanatçıyı batının anlam üretim geleneğinde değil, doğunun daimi olarak değişen anlamlandırma geleneği içerisinde görmemizi gerektiriyor. Bir anlam kendini başka bir biçimde bulurken, ilgili biçim başka bir düzenlemede başka bir anlama gelebiliyor. Bu da sergiyi çizgisel değil, döngüsel bir bağlamda okuyabilmemizi sağlamaktadır. 

** Sonsuzluk ve asla erişilmeyecek olana dair bir sezgiselliktir, karşılaştığımız. “Simya” serisi aynı zamanda meditatif bir yapıyı içermektedir Bu meditasyon Samsara’dır; yani ölüm ve yeniden beden bulma döngüsüdür. Zira bütün varlıklar bu yaşam döngüsünde yer alır. ** Bu imajlarda kaybolun! Çünkü dünya bildiğinizden çok daha büyük. Sahip olduğunuzu düşündüğünüz nesneleri ve imgeleri kaybedin. Kaybettiğiniz zaman inanın çok daha zenginleşeceksiniz. 

http://www.summart.org

Fotoğraf ve Video Sergisi:Kaynak Olarak Ütopya

Elgiz Müzesi Alman Filozof Ernst Bloch'un Ütopya fikirlerinin peşinde gerçekleşen uzun dönem fotoğraf ve video projesi "Kaynak Olarak Ütopya" ya ev sahipliği yapıyor. 

Goethe Institut İstanbul'un organize ettiği , Pavlov's Dog Berlin ve NOKS Bağımsız Sanat Alanı'nın proje ortağı olduğu " Kaynak Olarak Ütopya" projesi kapsamında fotoğraf ve video alanlarında iş üreten, Türkiye'de yaşayan 40 yaşın altındaki 8 sanatçı, 8 ay süren atölyelerin ardından ürettikleri işlerini 14 Kasım 2018 - 12 Ocak 2019 arasında Andreas Rost (küratör ve fotoğrafçı) , Volkan Kızıltunç (NOKS Bağımsız Sanat Alanının kurucu ortağı, sanatçı ) ve Michael Biedowicz (ZEIT magazin fotoğraf editörü ve Pavlov's Dog fotoğraf galerisinin kurucusu) küratörlüğünde Elgiz Müzesi'nde sergileyecekler. 

Projeye açık çağrı yoluyla başvuran sanatçılar arasından seçilen Altay Tuz, Beril Ece Güler, Burak Dikilitaş, Cansu Yıldıran, Egemen Tuncer, Müge Yıldız, Serhat Kır ve Sevinj Yusifova, ütopyayı hem bir ilham kaynağı hem de bir temel olarak aldılar ve gerçekliği meta seviyesinde aydınlatan, yaşanan deneyimleri yansıtan ve gelecekteki olayların metaforları haline gelebilen görsel hikayeler yaratmayı amaçladılar. 

http://elgizmuseum.org

Salı

Yakınlaşma İsimli Fotoğraf Sergisi Mixerart'ta

Mixer, üç fotoğraf sanatçısını bir araya getirdiği sergide doğa ve zihin arasındaki bağlantıya odaklanır. Doğanın işleyiş biçimini algılamaya çalışırken zihnimiz biz farkında olmadan bu olay örgüsünü farklı devrelerin yardımıyla çözümler. Genel olarak bilinen akıl yürütme sürecinden farklı olarak beynimizdeki bu şaşırtıcı çözümleme yeteneği ‘’örüntü algısı’’ ile ilgilidir. Örüntü, olay ve nesnelerin düzenli bir biçimde birbirini takip ederek gelişmesidir. Yani herhangi bir olay veya şekiller dizisi içerisinde, insan mantığının fark edebileceği bir tekrar ve düzeni ifade etmek için kullanılır.

Bacon’un ‘’Doğa sadece doğanın kurallarına uyularak kontrol altına alınabilir’’ söyleminden yola çıkarsak doğa kurallarını kendi içinde barındırır diyebiliriz. Biz farkında olmadan zihnimiz doğanın örüntü sistemini algılar, matematiksel hesaplar yapıp bazı durumlara karşı bizi uyararak bir içgüdü ile bizi yönlendirir. Böylece, insan zihni doğayı ve olayları tümevarım yöntemiyle yorumlar.

Sergide yer alan sanatçıların işlerine baktığımızda; Emre Baykal farklı canlı gruplarını gözlemleyerek onların davranışlarında ortak bir nokta ve neden arar, her bir kare kendisinden bir önceki ve bir sonraki kare ile bağlantı kurarak bir zincirin halkaları gibi ilerler. Esra Özgüroğlu günlük akış içerisinde farklı zamanlarda fotoğrafladığı görüntülerin birbirlerini anlatan, birbirlerini çoğaltan, hayal üzerinden sessizce birbirlerini tamamlayan etkilerini sorguluyor, Nazlı Erdemirel durağan imgelerden yararlanarak hareketi dondurduğu görüntülerde fotoğrafın dışına çıkıp video aracılığı ile imgenin devamlılığını sürdürmesine odaklanır. Sanatçı anı dondurmanın yanı sıra olmamış ama olabilecek şeylerin hayalini kurma ve aklın görüntüyü tamamlama çabasına yönelik bir yol izler.

Sanatçılar, Emre Baykal, Nazlı Erdemirel, Esra Özgüroğlu.

Pazar

Harita [ ] Uzam Projesinin 6. Sergisi Murat Germen Rehin/Pawn Sergisiyle Devam Ediyor.

‘Düşleme’ den yoksun bir zaman-uzam içinde varlığını sürdürmeye çalışan bizler, yeniden düşü ünlemek için kendimize bir uzam yarattık, düşlemeyi yeniden hatırla(t)mak, düşüncelere yol açmak için… Yol açmak, bize göre, kasmak-gevşetmek, daraltmak-genleştirmek, sıkıştırmak-patlatmaktır. Bu bizim hayatta kalma biçimimiz. Hayalimizde bir Reiman uzamı var.

Bu uzam içinde düş(ünme)lerimizi haritalandırdık. Bunu sonsuzca bir haritalandırma, harita içinde harita olarak düşünüyoruz. Yaratılan her bir harita, içinde diğer bir haritanın dölünü taşır. Her bir döl içinde bir diğer harita katlanmıştır (harita ön-oluşum). Bizim Düş-düşünmelerimizin haritaları aslında içinde bir diğerimizin Düş-düşünme haritalarını da barındırır ve o da bir diğerini. Bir başka deyişle sonsuzca birbirlerinin içinde haritalanmışlardır.

Bu nedenle Harita-Uzam düş-düşünmelerini haritalandırmak isteyen tüm sanatçılara açıktır. Çünkü biliyoruz ki bizim düş-düşünmelerimiz içinde katlanan diğer düş-düşünmeler var. İki düş- düşünme arasında bir düş-düşünme oluşur.
Bu sebeple Harita-Uzam bir süreci işaretler. Sonuçtan ziyade sürecin kendisine odaklanır. En katı anlamıyla veri elde etmekle ilgilenmez, akışın kıvrımlar arasında dolaşmasını, oluşları takip eder. Sürecin kendisi Harita-Uzam’ dır. 

Harita [ ] Uzam projesinin 6. Sergisi Murat Germen Rehin/Pawn sergisiyle devam ediyor. 12 Mayıs/ 31 Mayıs 2018 tarihleri arasında değartlab Project space ‘de izlenebilir. Katılımcısını duyuları üzerinden uzam içinde hareket etmeye davet eden "Rehin/Pawn" her katılımcının kendi düşünü kurmasını amaçlıyor.

Sergi:Soyut İzler

“Soyut İzler” adını taşıyan sergide sanatçı İlknur Şen  adındaki bu sergide, farklı çekim teknikleri kullanılarak elde edilen soyut görselleri izleyici ile buluşturuyor. Hareketli çekim, ışık boyama, makro çekim ve çoklu pozlama gibi tekniklerin bir veya daha fazlasından faydalanarak elde edilen soyut görseller, yorumu izleyiciye bırakıyor.

Kuratörlüğünü fotoğraf eğitmeni ve sanatçısı Özgür Özer’in yaptığı sergi 26 Mayıs cumartesi günü saat 16:30’da açıldı Sergi 15 Haziran’a kadar görülebilir.

Sergi 09:00 – 17:30 saatleri arasında gezilebilir.

Kaynak: https://urlaetkinlikleri.com

Ara Güler Arşiv Serisi - İstanbul'un Vapurları

 Kıyıda, iskeledeki çocuklar, Haliç’in kayıkçıları her birini isimleriyle ezberlediğimiz şehir hatları vapurları, tepelerden koşa koşa indiğ...