Leica Galeri İstanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Leica Galeri İstanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Pazartesi

Sergi: 5 Kurumuş Çiçek, 7 Çetrefilli Olay ve 9 Samimi Yabancı

Leica Galeri İstanbul 6 Aralık - 16 Şubat tarihleri arasında Ali Taptık'ın güncel tartışmaların izlerini taşıyan, zaman ve mekanlarından bağımsız bir bulmaca kurgusunda sergilenen "5 Kurumuş Çiçek, 7 Çetrefilli Olay ve 9 Samimi Yabancı" başlıklı sergisine ev sahipliği yapıyor.

Başlığı bir 'haiku'yu andıran, sembollerle zenginleşerek kısa hikayelere dönüşen sergisinde Ali Taptık, fotoğrafik güncesinden bir seçkiyi ziyaretçilerine sunuyor. 2002-2018 yılları arasında çekilmiş fotoğraflar kutuplaşmışlık, mahremiyet ve samimiyet, kent-bitki-insan ilişkisi gibi güncel tartışmaların izlerini taşıyor. Bir mecra olarak fotoğrafın sözel anlatı ile yakından ilişkisi olduğunu düşünen sanatçı, bu 21 fotoğraf arasında izleyiciyi bir oyuna davet ederken, duvarları birer cümleye dönüştürmeye, belli kareleri ise bağlaçlar ya da sıfatlar olarak görmeye teşvik ediyor. “Fotoğrafları konuşturmaya çalışan” Ali Taptık bugünkü meselelere görsel tepkiler veren soru ve cevaplarını zaman ve mekanlarından bağımsız bir şekilde bir bulmaca kurgusunda sergiliyor.

Ali Taptık bugüne kadar fotoğrafın sunumu ve konumlandırmasında alternatif tavırlar benimseyerek yerli ve uluslararası platformlarda dikkat çekti. Seçki tahtaları, fotoğrafla üretilen websiteleri ve kitap formundaki denemeleriyle fotoğrafın sınırlarını sorguladı.
"5 Kurumuş Çiçek, 7 Çetrefilli Olay ve 9 Samimi Yabancı" başlıklı sergide bu denemelerin örnekleri ve sanatçının üretmiş olduğu kitaplar da incelenebilir.

Çarşamba

Horst P. Horst'un Moda & Portreler Sergisi Leica Galeri İstanbul'da

Klasik siyah-beyaz fotoğrafla başladığı kariyerine ünlü bir renkli fotoğrafçı olarak devam eden Horst, ışık illüzyonları konusunda ustadır. Almanya doğumlu fotoğrafçı (1906-1999) ev sahibinin en sevdiği koltuk gibi beklenmedik noktalara yerleştirdiği objektifiyle bakanlarda orada yaşıyormuş hissini uyandırmakta başarılıdır.

1930’larda yaratıcı avangardın merkezi Paris’e yerleşen fotoğrafçı, aralarında Coco Chanel, Elsa Schiaparelli ve Salvador Dali’nin de bulunduğu önemli tasarımcılar ve sanatçılarla dostluk kurdu. Kariyeri boyunca Paris’in savaş öncesi “haute couture” ihtişamından Amerika’nın hazır giyim modasına kadar pek çok temayı ele alan Horst, modayla sınırlı kalmayarak portre, nü, iç mekan ve natürmort fotoğrafta Antik Yunan ve Roma heykellerinden gerçeküstü söylemlere kadar pek çok kaynaktan beslenerek özgün ve olağanüstü işler üretti.

“Horst’un moda fotoğrafları gayet sakin iken, iç mekan fotoğrafları mekanı en canlı, çekici, etkileyici bir şekilde tasvir etmesiyle adeta empresyonist niteliktedir.”
Hamish Bowles, Around That Time, Abrams, NY

Sergi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı 4. İstanbul Tasarım Bienali’ne paralel olarak, The Horst Estate ve The Art Design Project, Miami, ABD ile işbirliği içerisinde gerçekleşmektedir.

Cuma

Werner Bischof'ın 1936-1954 Yılları Arasında Çektiği Fotoğraflar Leica Galeri İstanbuda

Leica Galeri İstanbul Werner Bischof'ın 1936-1954 yılları arasında çektiği fotoğraflarına ev sahipliği yapıyor.

Werner Bischof’un savaş sonrası Avrupa ve Asya kültürlerine ait fotoğrafları, 1945’ten beri foto muhabirliğinin ayrılmaz bir parçasını oluşturuyor. 1949’da kurucu üyelerle birlikte Magnum Fotoğraf Ajansı’na katılan Bischof, endüstri ve teknolojiden etkilenen geleneksel kültürlerin gündelik yaşamlarını da belgeliyor. Avrupa, Hindistan, Japonya, Kore, Hong Kong, Güney Amerika gibi farklı coğrafyalardaki hayatlara tanıklık ediyor. 

Fotoğrafçılık serüvenini "Dünyanın gerçek yüzünü keşfetmeye mecbur hissettim. Bolluk içinde tatmin edici bir yaşam sürmek birçoğumuzu kendi sınırlarımızın ötesindeki muazzam zorluklara karşı körleştirmişti" sözleriyle özetleyen Werner Bischof'un 1936-1954 yıllarında gerçekleştirdiği gezileri sırasında çektiği, farklılıklar içinde yakaladığı ortak noktaları gözler önüne seren kişisel sergisi Fotografevi ve Werner Bischof Estate işbirliğiyle sanatseverlerle buluşacak. 

Sergi açılışında Marco Bischof'un babası hakkında yapacağı bir konuşma gerçekleşecektir.

Pazar

Hellen van Meene İstanbul'da

Leica Galeri İstanbul, bomontiada işbirliğiyle 212 Fotoğraf Festivali kapsamında 11 Mayıs-9 Haziran tarihleri arasında, Hollanda Başkonsolosluğu'nun desteğiyle dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Hellen van Meene'nin Türkiye'deki ilk sergisine ev sahipliği yapıyor. 

Sanatçı hakkında:

Hellen van Meene (d. 1972) son yirmi yıldır dünyanın en önemli fotoğrafçıları arasında gösteriliyor. Fark yaratan stili ve yetişkinlik sınırındaki genç kızları görüntülediği zamansız, mahrem fotoğrafları, uluslararası beğeni kazanmasını sağladı. Kişisel ve karma sergiler sayesinde eserleri sanatçıya Japonya’dan Kore’ye ve ABD’ye geniş bir hayran kitlesi kazandırdı.

Hellen van Meene’in kariyeri, Rietveld Academie’den (Amsterdam) mezun olmasının hemen ardından, 1996’da kariyerine hızlı bir şekilde başladı. Çok sayıda karma sergiye katıldıktan ve Amsterdam’daki Paul Andriesse sanat galerisindeki ilk kişisel sergisinin gerçekleştirilmesinden sonra, Londra’daki Photographers’ Gallery’deki sergisiyle uluslararası ün kazandı. O günden bu yana sanatçının eserleri başta Hollanda’da olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki büyük müzelerin koleksiyonunda yer alıyor. Sanatçının eserlerini koleksiyonuna katan müzeler arasında Gemeentemuseum Den Haag (Lahey), Victoria & Albert Museum (Londra) ve MoMA’yı (New York) saymak mümkün.

Her ne kadar van Meene’in sanatı gelişim göstermiş ve konu seçimleri daha geniş bir yelpazeye yayılmış olsa da, sanatçı son yirmi yıldır aynı, özel ve tutarlı üslupla eser veriyor. Neyin fotoğrafını çekerse çeksin –bağımsız sanat eserleri, New York Times ya da Tank Magazine’in seçtiği görüntüler, Tokyo veya Los Angeles’tan genç kız fotoğrafları ya da köpek portreleri– her birinin “Hellen van Meene imzalı bir iş” olduğunu anlamamak imkansız.

Van Meene’in eşsiz üslubu, fotoğraflarında yarattığı zamansız, gizemli atmosfer ve tutarlı doğal ışık kullanımıyla şekilleniyor. Fotoğraflarında ışığı kullanma biçimi ve ergenlik çağındaki kızları fotoğraflama biçimi nedeniyle işleri, Botticelli’den Velázquez’e, Rafael öncesi dönemden 19. yüzyıla farklı dönemlerden farklı sanatçılarla karşılaştırılıyor.


Van Meene modellerini –sıklıkla genç kızlar– kendi sosyal çevresinden ya da doğrudan sokaktan buluyor. Kızın kim olduğu ya da nereden geldiği sanatçı için önem taşımıyor. Bu nedenle fotoğraflarına isim vermekten bilinçli olarak kaçınıyor; fotoğrafa konu olan kişinin kimliğinin önemi bulunmuyor. Fotoğraf görseli, zamanda fotoğrafçının özenle seçtiği belirli bir anı temsil ediyor; fotoğrafın kahramanı ertesi gün farklı görünebilir –özellikle de yetişkinliğe göz kırpan bir “geçiş dönemi” yaşıyorsa. Ne de olsa zaman uçup gider. Geriye kalansa çoğunlukla van Meene’in kariyerinin başında mı, yoksa bu yıl mı çekildiği kestirilemeyen zamansız fotoğraflar olur.

Cuma

Arslan Sükan’ın “Prelude” İsimli Sergisi Leica Galeri İstanbul'da

Leica Galeri İstanbul, 8 Haziran – 5 Ağustos 2017 tarihleri arasında Arslan Sükan’ın “Prelude” isimli kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Sükan, hem iç mimarlık hem de fotoğraf üzerine aldığı eğitimlerinin de etkisiyle, insan algısının limitlerini, fiziksel ile sanal, görünenle görünmeyenin sınırlarını araştıran çok yönlü bir sanatçı. Sükan’ın bugüne kadarki çalışmalarında izleyicinin beklentilerini ilk bakışta doğrular gibi yaparken pratikte ters düz eden; bir fikir ya da formu yeniden yaratan bir anlatıcı ile karşılaştık.

Arslan Sükan’ın, Leica Galeri İstanbul’da sergilenecek eserleri, 2004 – 2008 yılları arasında L'Uomo Vogue (İtalya), A Magazine (Fransa), Crash (Fransa), Faces (İsviçre) ve Muse Magazine (İtalya) gibi uluslararası dergilerde çalışırken çektiği sahne arkası defile fotoğraflarından oluşuyor. Sanatçı, mankenlerin podyumda kişiliklerinden sıyrılarak birer sanat objesi ya da tüketim aracı gibi izlenmeye başlamadan önce, perde arkasında bırakacakları kimlik ve karakterlerinin son izlerini yakalıyor. Sükan, kendilerine biçilen rollere girmek üzere hazırlanan bu figürleri, kendi kurgularını oluşturmak için bir an için fark ettirmeden çalıyor.

Ara Güler Arşiv Serisi - İstanbul'un Vapurları

 Kıyıda, iskeledeki çocuklar, Haliç’in kayıkçıları her birini isimleriyle ezberlediğimiz şehir hatları vapurları, tepelerden koşa koşa indiğ...