Günebakan sergisi yaklaşık on yıllık bir deneyimin ürünü. Azıcık kimyasallarla oynama dürtüsü, azıcık da karanlık odanın klastrofobik atmosferinden kaçıp güneşe çıkma arzusu, beni fotoğraf baskı yöntemlerinin en eskisiyle, güneş baskı tekniği ile tanıştırdı. Bu teknik üzerine çalışırken fotoğrafların hapsoldukları kara kutudan ışığa koşma serüvenine ortak olduğumu gördüm. Hakikaten ışıkla boyuyordum fotoğrafları. Hem de sıcak yaz güneşiyle... İlkin güneş kağıdı yakıp kavuruyor, ardından kahverengi izler bırakarak kayboluyordu. İşte görüntülerin öyküsü de böyle başlıyordu. Güneş, “günebakanlara” nasıl hayat veriyorsa, görüntülere de öyle hayat veriyordu.
Sergiye konu olan fotoğraflar ise, farklı zaman ve mekanlarda çekilmelerine karşın hepsindeki ortak nokta “kent ve sokaklar”. Kentlerin, hele bir de kıymeti bilinen, korunan kentlerin sokakları size şaşırtıcı, hatta büyülü anlar yaşatır. Bu duygunun peşinden koşmaktan hiç yorulmazsınız o yüzden.
Funda Börtücene Öztürk
www.tosca.com.tr