
Cunnane, bu ikilemin fotoğrafçılığa özgü bir melankolide kristalize olduğunu ve bu melankolinin kendi pratiğinin merkezinde bulunduğunu belirtiyor. Fotoğraf, bir yandan güçlü bir tutku ve yakınlaşma edimi iken, bir yandan da arkasında yüzeyler ve yansımalardan mürekkep bir koçandan başka şey bırakmayan bir disiplin. Nihayetinde nesnelerin beyhudeliğinin açığa çıkışı, fotoğraf çekme ediminden başka elimizde bir değer olmadığına işaret ediyor. Eserin kendisi ise yalnızca bir hasret ve arayışın ispatı.