Foto Gaste

Fotoğrafın büyük ustası Martin Parr , Mavi ekibinin seçtiği yeni nesil zanaatkarları işleri başında ya da ürünleriyle fotoğraflayarak güncel İstanbul'u belgelerken, hayatını sıra dışı el işçiliğiyle kazanan genç girişimcileri de sergiliyor ve bu büyülü metropolden doğan tasarım anlayışının farklı bir kapısını aralıyor. Şimdiki İstanbul’da Ustalar, Mavi’nin doğup büyüdüğü kentin, ustalarına duyduğu saygının buruk ve umut dolu bir ifadesi. Kitabı satın almak için tıklayınız.

Özkan  Samioğlu’nun Kumüstü Yaşamlar – Meşe fotoğraf sergisi, 6-24 Şubat 2018 tarihleri arasında FMV Galeri Işık ’ta sanatseverlerle buluşacak.

Tarabalar... Dünyanın ilk gezici kent belleği müzesi /Belgesel fotoğraf sergisi:" sevdiğimiz, tanıdığımız, tanımasak da hikayelerini duyarak büyüdüğümüz insanların ;yaşadığımız,ucundan yakaladığımız, yaşamadığımız ama dinlediğimiz zamanların fotoğraflarını ayn evlerde küçük parçalar halinde dururken, hepsini bir araya getirip yarattığın büyük resim için; bizde olmayan fotoğraflarda karşılaştığımız bir detayla-insan, mekan,eşya hafızamızda saklayıp unuttuğumuz hatırlamalarımızın yarattığı küçük mutluluklar için ve bizden bağımsız,zararsız bir aidiyet duygusuyla (Ayancıklılık) bağlı olduğu-muz şehrimizin farklı dönemlerinin sosyal, politik,ekonomik belgeseli Adı Ayancık Belgeseli de olsa, aslında genç cumhuriyetin, aydınlanma çağının aydınlık yüzlerinin hikayesi ... hepimize kendi hikayelerimizi hatırlatıp anlatan ... Ayancık özelinde, bir Türkiye hikayesi ...  Bilmeyene dipnot: taraba,tahta bölme,çit ... evlerin sınırını belirler ... komşu bahçeleri birbirinden ayırır. komşunuz s...

Oğuz Karakütük danışmanlığında gerçekleşen ve her döneminde başka bir fotoğrafçıya selam gönderen Açık Atölye’nin yedinci dönemi Selen Tuğrul ve İbrahim Karakütük asistanlığıyla bu kez Ali Taptık’ın Kaza ve Kader işinden ilham alıyor. Sergi 27 Ocak-18 Şubat 2018 tarihleri arasında Ka Salon’da görülebilir. Açık Atölye, katılımcılarına fotoğrafı bir ifade biçimi olarak kullanmanın adımlarını atmayı öğretmeyi hedefleyen üretim odaklı bir atölye. Fotoğrafı benzer biçimde kullanan fotoğrafçıları anlama çabasını da bir o kadar önemsiyor. Atölye katılımcılarının üreteceği projeler için belirlenen bir konu/kavramdan yola çıkarak her bir katılımcının atölye sonuna kadar bireysel bir çalışma üretmesi bekleniyor. Bu sayede, katılımcıların bir konu üzerinde yoğunlaşarak çalışmayı deneyimlemelerini ve bu deneyimin gelecek projeleri için bir adım olması amaçlanıyor. Açık Atölye ’nin yedinci döneminde belirlenen çıkış noktası Ali Taptık’ın Kaza ve Kader çalışması oldu. Katılımcılar süreç boyunca...

Son yıllarda bellek fenomeni, felsefenin, bilişsel bilimin, kültürel çalışmaların, tarihin, siyaset biliminin ve sanatın en önemli kavramlarından biri haline geldi. Bu seminer dizisinde çağdaş felsefenin bellek, hatırlama ve unutuş üzerine sorduğu sorular psikoloji, psikanaliz, sosyoloji, fotoğraf, mimarlık ve görsel sanatlar disiplinleri içerisinde düşünmeye çaışılacak. “Fotoğraf: Bir kırık ayna. Fotoğraf ve bellek arasındaki aşk-nefret ilişkisi” Bireysel belleğin egoyu koruyacak biçimde dinamik ve değişken olmasının muhtemelen hayatta kalma değeri var. Ama bir yandan da bu değişkenliği, uçuculuğu fark etmek hayli korkutucu. İnsanların deneyimlerini kayıt altına alma iştahı bu korkudan kaynaklanıyor olsa gerek. Fotoğrafın bulunmasından bugüne bir patlama halinde gelişmesi ve bir protez görsel hafızaya dönüşmesi böylece açıklanabilir. Öte yanda, fotografik kayıtların statik olması ve günümüzde kontrolümüz dışında varlıklarını sürdürmeleri başta dile getirilmiş olan işlevi ortadan ka...

Daha önce Fogo adlı kitabı yayımlanan Münir Göle, bu kez TROMSØ’ yu fotoğraflıyor.  Işığın, siyah-beyaz çağrışımların peşinde.  Göle, dünyayı lekenin hâkimiyetinde dolaşmaya devam ediyor. Oğuz Demiralp, Münir Göle ve Faruk Duman’ın kısa metinlerinin eşlik ettiği bu görsel başyapıtın baskı tasarımını, ünlü sanatçı Mehmet Ulusel yaptı. Kitabı satın almak için tıklayınız.

Dünyanın hemen her yerinde insan giderek artan zorunluluklara, sürüp giden döngülere, her şeyin kendisi için üretildiği hazır bir çevreye, sıkışmışlığa ve aynılaşmaya doğru sürükleniyor. Sahip oldukları ne kadar çoğalırsa o denli yetemiyor, istekleri de o ölçüde artıyor. Sınırları genişledikçe etrafını saran boşluk büyüyor, hangi amaca hizmet ettiği hızla bulanıklaşıyor. İnsan, gitgide kendi yarattığı sistemin bir tutsağı oluyor. İçine düştüğü bu girdaba direnenler, mücadele azmini kendinde görenler bir çıkış tabelası arıyor. Durmadan bir çıkışın yolları aranıyor sonra. Bir şehirden, mekândan, fikirden, zamandan, alışılandan ya da insanın ta kendisinden… Bu bir tercih, ve girilenin terkini gerektiriyor. Ama her çıkış yeni bir giriş değil mi? Ve her giriş, çıkmaya doğru atılacak ilk adım? Sürekli geçtiğimiz kapılar var; oralarda aradıklarımız, umutlarımız, beklentilerimiz, heveslerimiz var. Terkimizde ise hep yalnızlık. En sadık dostumuz. http://www.ifturquie.org

Online olarak yayınlanan Orta Format Dergi 24. güncellemesini yayınladı. Söyleşiler Ali Saltan ile Çalışmalarına Dair (Ezgi Onur, İpek Çınar, Yalım Ardıç) Zeynep Kayan ile Çalışmalarına Dair (İpek Çınar, Mert Alperten) Yazılar Zamanın Varlık Olarak Fotoğrafa Yansıması (Selim Süme) Fotoğraf Kitabı Kütüphanemden: Nicolo Degiorgis (Ç. İrem İleri) Hatırlama Mekanizmaları, I: Kıymık (İpek Çınar) Projeler Ashes to Dust (Merve Seçkin), Eleonas: Kentin Bilincine Dair (Zissis Varsamakidis), Gold Coast (Ying Ang), Timeless Blues (Yusuf Can Albayrak), Out of Conflict (Murat Kahya)    http://ortaformat.org/guncelleme-24 

40 yıllık harika bir kariyere sahip foto muhabir Santi Visalli’nin Retrospektifini bulabileceğiniz bu kitapta Robert De Niro, Charlie Chaplin, Salvador Dali, Beatles ve Akira kurosuwa gibi 60 ve 70’lerin ünlü yüzlerin fotoğraflarına rastlayacaksınız. Kitabı satın almak için tıklayınız.

Atların genellikle ender ve bilinmeyen ırkları vardır. Güzelliği, harekette ve eylemdedir. Hareketsiz bir resmi nasıl yorumlayabilirsiniz? Atın bir yere, bir kültüre ve medeniyete olan bağlantılarını bir çırpıda nasıl açıklayabilirsiniz? Afrika savanı, Sibirya taygası, bataklık ovaları veya Himalaya tepeleri, her yerde insanlar yerleştiğinde atlar onlara eşlik etmiştir. Birkaç bin yılda dünyanın çeşitli yerlerinde yüzlerce çeşit gelişmiş ve insanlar, atlarını dönüştürüp şekillendirerek onun savaş, ulaşım, tarım, eğlence gibi beklenti ve ihtiyaçlarına uyması için çeşitli ırklar ortaya çıkarmıştır. Yann Arthus-Bertrand, farklı özel medeniyetlerdeki ve her kültür alanındaki hayvanlarla insanlar arasındaki güçlü bağları vurgulamak için dünyayı aynı fotoğraf cihazıyla dolaştı ve on beş yıl boyunca yüzlerce ırkın ve türün portrelerini yaptı. Her fotoğrafta at, ana karakter, canlılık, zarafet ve zarafeti ifade etmek için çekilen bir kompozisyon oldu. http://tr.zfotofest.ist

"İçeriden Dışarıya Fotoğraf - Düşler Tutsak Edilemez" projesi, basında daha önce "Fotoğraf Köprüsü" olarak tanınan ve 55 Mahpus ile 55 fotoğrafçının buluştuğu serginin ikinci aşamasıdır. "Fotoğraf Köprüsü" kapsamında geçtiğimiz iki yıl boyunca Türkiye'nin birçok yerinde ve akabinde 3 Avrupa ülkesinde sergiler düzenlenmişti. Projenin ikinci aşamasında  iki yıl süren meşakkatli bir yolculuktan sonra - 30'a yakın cezaevinde 68 Tutsak ile 60 Fotoğrafçı'nın buluşması sağlanmıştır. Bu buluşmaların birinci amacı "tutsakların düşlerini görünür kılmak", bir diğer amacı da her geçen gün artan politik tutuklu ve hükümlülere bir selam iletmek, varlıklarını dışarıda yaşayanlara yeniden duyurmak olmuştur.

Daire Sanat, 3 Şubat – 10 Mart 2018 tarihleri arasında Can Mocan'ın Tuhaf Kara Elkitabı adlı sergisine ev sahipliği yapacak. Tuhaf Kara Elkitabı, insanın, gündelik hayatta ilişki içinde olduğu nesneler ve eylemler eşliğinde gizlenme ve göz yumma kavramları çerçevesinde varoluşunu yeniden düşünme önerisi ile oluşan fotoğrafları bir araya getiriyor. Can Mocan’ın oldukça sıradan eylemleri çok tanıdık nesneler ile kurguladığı siyah beyaz fotoğraflar izleyiciyi günümüz gerçekliğinin tuhaf yönleri ile yüzleştiriyor.

“Kadın Gözüyle Hayattan Kareler ‘18” Fotoğraf Yarışması’nın konusu “Hayata Dair” olarak belirlenmiştir. Yarışmanın amacı, amatör veya profesyonel kadın fotoğrafçıların; kendi objektiflerinden hayata ve dünyaya bakışlarını yansıtan eserlerini toplumla paylaşmaya aracı olmak, onların motive olmasına katkıda bulunmaktır. Fotoğrafçıların eserleri jüri tarafından değerlendirilecektir. Yarışma; Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. tarafından, sanata ve sanatçıya saygı bağlamında Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) desteğiyle düzenlenmektedir. Şartnameyi okumak için tıklayınız.

Çernobil Nükleer Santrali’nin dördüncü reaktörü 26 Nisan 1986 gece yarısı saat 01.23’te patladı. Pripyatlılar için, çıkardığı gürültü uzaklara düşen bir yıldırımınkinden fazla değildi. Uyuyanlar patlamayı duymadılar. Küçük çaptaki yangına yetişen itfaiye ekipleri durumu çok zorlanmadan kontrol altına aldılar. Ama her şey bitti sandıklarında gördüklerine inanamadılar. Çernobil Nükleer Santrali’nin 4. ünitesinin çatısında büyük bir delik vardı. Bunun anlamını kimse düşünmek bile istemiyordu. Birkaç gün içinde kent tahliye edilecek, otuz kilometre yarıçapındaki tüm köyler boşaltılacaktı. Yasak bölgede bugün artık sadece dönüşümlü olarak çalışan bilim adamları ve güvenlik görevlileri ile tüm sağlık risklerini göze alarak evlerine dönen bazı köylüler yaşıyor.

Yarışmada unutulmaya yüz tutmuş vakıf eserleri arasında yer alan nezaketin, merhametin ve zarafetin  nişanesi kuş evlerini yeniden hatırlatmak, günümüz sosyal yaşamının bir parçası haline getirmek ve  gelecek nesillere aktarılması amaçlanmıştır. Şartnameyi okumak için tıklayınız.

Kürt asıllı İran'lı fotoğraf sanatçısı Mokhtar A Sergisi   zizi'nin Beral Madra ve Vittorio Urbani küratörlüğündeki “SOS Meditérranée” Fotoğraf 16 Ocak 2018 tarihinde açılıyor.  2016 ve 2017 yaz aylarında Sicilya'daki mülteci kampında gönüllü olarak çalışan Mokhtar Azizi'nin izlenimlerini anlatan belgesel niteliğindeki sergi Azizi'nin kendi özgün yaşam öyküsünden de izler de taşıyor. 20 senedir İtalya'da yaşayan Azizi siyah beyaz analog fotoğraf çalışmalarından sonra renkli ve digital fotoğrafa geçiş yapmış. Azizi'nin çalışmalarında adaletsizlik, savaş, yoksulluk ve bunun sonucu hissettiğimiz huzursuzluk temaları ağır basıyor.  Sergi 31 Ocak 2018 tarihine kadar 44A Sanat Galerisi'nde izlenebilecek. 

Çarpık kentleşen, kentsel dönüşüm ile kültürünü, doğasını, anılarını ve kimliğini kaybeden, birbiri içinde kaybolan girift şehir enstantaneleri...   Şehrin farklı kentsel dönüşüm bölgelerinden ve gerçek doğasından çekilen fotoğrafların, fiziksel müdahaleler ile birbirine örülmesi sonucunda oluşan görseller, aynı zamanda birbiri içersinde kaybolan, çözünen ve sıradanlaşan, özünden ve doğasından uzaklaşan mekanlar ile ilişki kurar.

’Joyce Tenneson: Fotoğrafçılığa Adanmış Bir Hayat’’ 60’larda kariyerine yarı zamanlı bir model olarak başlayan Joyce Tenneson, kariyeri boyunca kişilerin iç dünyasını güçlü şekilde yansıtan ve kendini ‘’ kişilerin gizli yanlarını ortaya çıkarmak ve onları benimsemelerini istiyorum’’ sözüyle anlatmaya çalışmıştır . Bu kitapta, Farklı renk tonlarındaki fotoğrafları ve ‘’dönüşüm’’, ‘’ışık savaşçıları’’ ve ‘’bilge Kadınlar’’ isimli serilerini bulabileceksiniz. Kitabı satın almak için tıklayınız.

Günümüz dünyasının önemli problemlerinden biri de sosyal medya veya televizyon aracılığı ile simgelerin, imgelerin, imajların,... yoğun saldırısı altında kalınmasıdır. Dikkati kendilerine çekmek için tasarlanan ve çekicilikleri oldukça yüksek olan görsellerin etkisinde kalmamak neredeyse imkansız hale gelmektedir. Bu durumun doğurduğu önemli sorunların başında ise insanın detaylara odaklanırken bütünü kaçırması veya bütün içinde önemli olacak detayların unutulabilmesidir. Birine aşırı odaklanmak diğerinin bozulmasına neden olabilmektedir. Her an binlerce görsele maruz kalındığında, bütüne veya detaya dair seçimler yapmak zorunda olan insanın, seçiminin yönlendirilmiş mi yoksa kendi arzusu mu olduğu konusunda karar vermek her geçen gün zorlaşmaktadır. Gözümüzün önünden geçen ya da önünden geçerken gördüklerimizi bir kareye sığdırmak için deklanşöre bastığımız an da bile kaçırdıklarımız sayılamayacak kadar çok değil mi?  Hakan Kürklü | Mehmet Özcan | Yılmaz Bulut http://www...

ZFotofest kapsamında 23 Ocak Salı günü saat 18:00 de 3 farklı fotoğraf gösterimi yapılacak. “Terk Edilmiş - Kırsal - Kalabalık" Çin, Hindistan, Hong Kong, Romanya, Rusya gibi farklı coğrafyalarda yaşamlarını sürdüren insanların sosyoekonomik değişim ve çevresel dönüşümle olan ilişkileri sorgulanıyor. Fotoğrafçılar: Brian Cassey | “Living in a Coffin & Cage Dwellers of Hong Kong” | Avustralya Elena Chernyshova | | “Days of Night – Nights of Day” | Rusya Giulio Di Sturco | “Vertical Slums” | İtalya Gregor Sailer | “Closed Cities” | Avusturya Heidi Bradner | “Siberia, Stalin and Snow” | ABD Justin Jin | “Another Great Leap” | Çin Petrut Calinescu | “Delta Dreams” | Romanya "Doğa İnsana Karşı" Deprem, fırtına, yangın gibi felaketler karşısında insanlığın ve doğanın karşı karşıya kaldığı yıkım ve çaresizlik konuları ele alınıyor. Fotoğrafçılar: Dean Sewell | “El Nino” | Avustraly Mitch Dobrowner | “Storms” | ABD Olivier Laban-Mattei | “Magnitude 7....

Harika bir basım sürecinden geçmiş bu kitapta 120 fotoğraf sanatçısının fotoğrafı, bir sanat olarak ve aynı zamanda gerçekleri ve kurgusal olayları yansıtmak amacıyla nasıl ele aldıkları gösteriliyor. Kitabı satın almak için tıklayınız.

Erzurum-Aşkale'ye bağlı Hacımahmut Köyü'nde başladığı öğretmenlik mesleği sayesinde Doğu Anadolu serüvenine ayak basan Tülay İlhan, belleğinden ve kalbinden o serüvenin gitmemesi için yıllar sonra aynı topraklara uğrayarak, bembeyaz karelerden oluşan bir masala imza atmış. Çalışmasını “Bir Doğu yolculuğu hikâyesi. Sözlerim fotoğraflarımdır” diye tanımlayan Tülay  İlhan'a göre, fotoğrafçılık giderek “kendini anlatmanın bir yolu oldu.” ( 20.01.2018 - 02.02.2018  )

Çocukluğumdan beri merak eder dururum, “Çöpler nereye gider?” ve “Onları koyacak yerlerimiz tükendiğinde ne olur?”. “Çöpün Yedi Günü”nde atıklara ve tüketime, çöpü kişileştirerek dikkat çekmeye çalıştım. Ailemden, arkadaşlarımdan, komşularımdan ve diğer tanıdıklarımdan bir hafta boyunca çöplerini ve geri dönüşebilir atıklarını tutmalarını ve daha sonra onları beraber fotoğraflamayı istedim. Tabii ki buna kendim ve sekiz yaşındaki oğlum da dahil, çünkü ona da sorunun bir parçası olduğumuzu göstermek istedim. Geri dönüşebilir atıkları biriktirmelerini birkaç nedenden dolayı istedim. İlki, aşırı ambalaj kullanımı; ikincisi, geri dönüşen plastiğin doğaya olan inanılmaz maliyeti ve üçüncüsü, büyük kısmı okyanuslarda sürüklenen atıkların çoğunun dönüşüm tesislerine ulaşamamasından kaynaklı oldu. Fotoğraf setlerini Kaliforniya Altadena'daki evimin arka bahçesinde kurdum. Su, orman, kumsal ve kar; dokunulmamış hiçbir doğal alan yoktu ve amacım çöpün ne kadar istilacı olduğunu göstermekti. ...

Fotoğraf Alex Webb Magnum fotoğrafçısı  Alex Webb  Huawei tarafından 72 saat boyunca Şangay sokaklarının fotoğraflarını çekmek için davet edildi. Huawei Mate 10 Pro kullanan Webb, gece gündüz sokaklarda dolaşırken, banliyölerde neonlarla parlayan şehir manzaralarından sokaklara yayılmış reklam panolarına kadar her şeyi fotoğrafladı. Webb, tecrübelerinden bahsederken "Buraya sadece açık bir zihinle geldim, caddede neler olduğunu elimde bulunan bu yeni hayvanla görüyorum" dedi.  Fotoğrafları görmek için tıklayınız.

Tarihten bugüne kadar gelebilen önemli şahıslar, olaylar, yerler sadece kayıt altına alınmış olgulardır. Kayıt yazı ile de olur, ses ile de olur, görüntü ile de olur. Önemli olan o an'ı saklayıp, geleceğe taşıyabilmekte. Fotoğraf makinesinin anlattığı gizemi, yazılar ortaya çıkarttığında belgenin neden fotoğraflandığı da daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmış olur. Fotoğrafla yazının bir araya geldiği böylesi anlatım şekli ile bu kitapta okuyucuların fotoğraflardaki arka öyküleri de görmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Abdullah Agah Öncül

Fotoğraf sanatçısı ve kaşif Sebastião Salgado, kırk yıl boyunca insanlığın her daim değişime uğrayan karakterinin izini sürüp dünyanın yakın tarihte deneyimlediği açlık, göç ve uluslararası anlaşmazlıklar gibi önemli olaylara tanık olmuş ve bunları ölümsüzleştirmişti. Sanatçı bu kez modern uygarlık tarafından henüz zarar görmemiş toprakların keşfine çıkıp Vrangel Adası, Batı Papua ve Brezilya'nın Panatanal bölgesi gibi yerlerde sıradışı çekimler yapıyor. Belgesel, bir fotoğrafçının oğluyla çalışma ilişkisine ve Salgadoların aile yaşantısına da değinen dokunaklı bir çalışma. Salgado'nun bu doğa turunda yönetmenlik olarak ona eşlik eden isimler, kendi oğlu Juliano Ribeiro Salgado ve ünlü yönetmen Wim Wenders.  28 Ocak 2018 Pazar Saat:14:00 

Fotoğraf: Emin Özmen / Suruç - 2014 Magnum Fotoğrafçıları Moises Saman, Emin Özmen ve Newsha Tavakolian'ın fotoğraflarıyla hazırlanan Belirsizlikte Yaşamak: Mülteciler Türkiye'yi Nasıl Şekillendiriyor? başlıklı foto röportajda Suriyeli mültecilerin kamplardaki hayatını, İzmir Basmane'de Avrupaya yapmaya çalıştıkları umut yolculuklarını ya da İran'dan gelip Türkiye'yi Avrupa'ya geçiş kapısı olarak gören ama İstanbul'da sıkışıp kalan Afgan mültecilerin hikayelerini anlatıyor. 2012 yılında  Moises Saman Hatay'da Türkiye-Suriye sınırındaki ilk mülteci kamplarından birini ziyaret ettiğinde;  " T anıştığımız insanların çoğu yakında evlerine dönebileceklerini hissetti.  Köyler tam anlamıyla sınırın ötesindeydi ve bir çok insan geri dönebileceğini düşünüyordu a ncak olaylar sürdüğünde, çoğu insan bunun mümkün olmayacağının farkına varmaya başladı " diyor.  

Mikhail Kalatozov, Juan Carlos Tabio, Jon Alpert, Oliver Stone, Satniago Alvarez, Tomás Gutiérrez Alea, Wim Wenders, Steven Soderbergh, Fernando Perez, Carol Reed, Jorgen Leth,   gibi yönetmenlerin gözünden Küba. Devrim öncesinde Küba algısı, gerçekleşen Devrim ve sonrası Küba. Belgeselden, kurmacaya, romandan, öyküye filmlerle Küba. Batista, Castro, Che. Purosundan, müziğine, Domuzlar Körfezi Çıkartması’ndan, Guantanamo’ya, ambargo dan, yardıma Küba.      Neden bugün Küba bu kadar cazibe merkezi? İçinde barındırdığı büyü ne? Küba’ya gidenlerin beklentilerinde oryantalist bakışın ne kadarı mevcut? Kalatozov’un Soy Cuba’sı hala geçerli mi? Detaylı bilgi için tıklayınız.

Uzun bir aradan sonra ‘’Sanatta Bitmeyen Yeniden Yorumlar’’ konusuyla yayımlanan Kontrast dergi 52. sayısıyla birlikte tüm kitapçı ve bayilerden temin edilebilecek. Editör Gülser Günaydın'ın son sayı için kaleme aldığı yazıyı okumak için tıklayınız. http://kontrastdergi.com/

Fotoğrafa başladığı günden beri ışığın gücüne inanan Ekinci, bu sergisinde de bir kez daha memleketi Kars’a dönüyor. Kars’ın en önemli ticari merkezlerden biri ve oradaki yaşamın bir parçası halindeki hayvan pazarını, yeni yerine taşınmadan önce var olan nostaljisiyle birlikte fotoğraf karelerine taşıyor. Ekinci “meydanın sakinlerinden olan hayvanları, yaşlısından gencine insanları, karmaşanın içindeki düzeni fotoğraflayarak, içinden geldiği toplumsal kültüre fotoğrafik bir dille tanıklık etmek için çalıştığını” söylüyor. Sergi 4 Şubat tarihine kadar Türk - Amerikan Derneği'nde görülebilir. Kaynak: https://www.taa-ankara.org.tr

Su altı fotoğrafçısı Tahsin Ceylan'ın   Derinlerdeki Samandağ ve Amik Gölü'nün Son Gözyaşı Gölbaşı / Kırıkhan Fotoğraf sergileri Esenboğa Hava Limanı İç Hatlar TAV Galeride açıldı.Derinlerdeki Samandağ sergisi, nesli tehlike altında olan türlerin yanısıra egzotik istilacı türleri, Gölbaşı Sergisi ise endemik ve korunması gereken türleri içeriyor. Sergiler 12 Şubat 2018 tarihine kadar görülebilir.

Üsküdar Belediyesi usta foto muhabiri Ara Güler için vefa gecesi düzenliyor, 12 Ocak Cuma akşamı  Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi' nde gerçekleşecek olan programa  tüm fotoğraf seveler davetli. Detaylı bilgi için tıklayınız.

" Eczacıbaşı Fotoğraf Sanatçıları Dizisi ”nin yeni kitabı Yıldız Moran Retrospektifi, kitabevlerinde yerini alıyor. Eczacıbaşı Topluluğu’nun 50 yılı aşkın bir geçmişe sahip fotoğraf yayıncılığı geleneğinin bir parçası olan ve Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı tarafından yayınlanan seri, her yıl değerli bir fotoğraf sanatçısının retrospektif kitabını, sanatsal bütünlük içinde izleyicilere ulaştırıyor. Serinin yeni kitabı, ülkemizin akademik eğitim almış, profesyonel ilk kadın fotoğraf sanatçısı olan Yıldız Moran’ı konuk ediyor. Kitapta, sevecen ve yaşama umutla bakan bir genç kızın, kısa bir süre sonra fotoğrafı bırakacak bir anne adayının, Anadolu insanını kendine has duyarlılığıyla anlamaya ve anlatmaya çalışan bir Türk kadının, içi sanatla dolu bir kadın fotoğrafçının oluşturduğu fotoğraflar renk ve desen kurgusuna göre akıp gidiyor. Fotoğraflarında insanlara ve yaşama duyduğu sevgiyi en samimi biçimde yansıtan Yıldız Moran’ın sanatı da yaşamı üzerinden anekdotlar ile anlatılıyor....

New York’un İnsanları: Öyküler, New York sokaklarında beş yıl süren yenilikçi bir çalışmanın ürünüdür. Bu beş yılda Brandon Stanton sokakta durdurduğu on binden fazla yabancıyla röportaj yapıp onların fotoğraflarını çekmiş ve bunları Humans of New York isimli blogunda paylaşmıştır. Bu kitapta ise fotoğraflara eşlik eden röportajlar daha da derinleşiyor ve bloga ün kazandıran içten anlatımı ortaya koyuyor. Bazıları muzip, bazıları yürek parçalayan bu öyküler, çeşitli sosyal medya platformlarında on beş milyon kişi tarafından takip edilmiştir. Kitabı satın almak için tıklayınız.

Gözaltı, altı arkadaşın ortak olarak olarak çıkarttığı bir fotoğraf fanzini. Yılda iki defa (Bahar/Sonbahar) yayınlamakta ve ücretsiz olarak dağıtılmakta. Her sayının bir tema etrafında şekillendirilerek hazırlandığı fanzinde, fotoğrafa para harcamayı tüketim ekseninden ziyade üretim eksenine yerleştirme amaçlayan ekip, hazırladıkları yayını ortak emek, zaman ve para harcadığımız, bizi insan ve fotoğrafçı olarak zenginleştiren bir üretim sürecinin elle tutulur sonucu olarak tanımlıyor ve şu şekilde devam ediyor; Fiziksel materyalin gücüne inanıyoruz; kitaplıklarda olalım istiyoruz. Gözaltı’nın biraz da hissetmekle ilgili olduğunu düşündüğümüz için dokunma duyunuzla da iletişime geçmeyi arzuluyoruz. O nedenle fanzini online yayınlamaktansa, basılı olarak insanlara ulaştırıyoruz. Ayrıca baskı esnasında fotoğrafların nasıl görüneceği ile ilgili olarak kağıt seçiminden, renk ayarlarına bir çok konuda matbaa çalışanları ile birlikte emek harcıyoruz. Bunu yaparken isteğimiz gösterdiğimiz i...

200 yıllık geçmişi boyunca fotoğraf insan üzerindeki etkisini arttırmaya ve sanatın diğer disiplinleriyle işbirliği yaparak bizi şaşırtmaya devam ediyor. Belgesel fotoğraflardan foto muhabirliğine, sinemadan sanat fotoğrafçılığına, enstalasyonlardan multimedya alanına kadar imajların çekiciliği gün geçtikçe sınırları zorluyor. Z FotoFest, geleneksel olanlardan en yeni sunum yöntemlerine kadar her tekniği kullanarak izleyicilere yeni pencereler açmayı düşünüyor.Slayt gösterileri,40'tan fazla sergi, sanatçılarla yapılan görüşmeler, portföy görüntüleri, belgesel film gösterimleri, seminerler ve özel atölyelerin yer alacağı festivale katılacak fotoğrafçıları tanımak için tıklayınız.  (19 Ocak  - 11 Şubat) Festivalin ilk yılki teması "Oksijen" olarak belirlendi. Oksijen temasıyla ç evre bilincinin fotoğraf ve sinema sanatı sayesinde kamuoyuna yeniden hatırlatılması hedeflenmektedir. http://zfotofest.ist

Karşıyaka Belediyesi Hamza Rüstem Fotoğraf Evi İzmir’in en köklü fotoğraf stüdyolarından biri olan Hamza Rüstem Fotğrafhanesi’nin yaklaşık yüzyıllık bir geçmişe sahip olup arşiv ve fotoğraf makinası koleksiyonundan oluşmaktadır. Koleksiyonu torunu Mert Rüstem Karşıyaka Belediyesi’ne bağışlamıştır. Fotoğraf Evi’nde, tarihi değere sahip orjinal fotoğraf makinaları, fotoğraflar, fotografik efemera (antika ve koleksiyon  değerine haiz değerli kayıt), çeşitli fotoğraf makinası ekipmanları, tarihi, ticari ve erken yüzyıla ait tipik bir fotoğrafhane stüdyosunun canlardırıldığı etnografik nitelikli tarihsel stüdyo ve karanlık oda ve gezici camera obscura bulunmaktadır. Hilmi Nakipoğlu Fotoğraf Makineleri Müzesi İstanbul Bakırköy'de bulunan müzede Hilmi Nakipoğlu'nun topladığı fotoğraflar ve fotoğrafçılıkla ilgili malzemeler sergileniyor. 1896 model fotoğraf makinesinden günümüze kadar geniş bir yelpazede çeşitli marka ve ölçüde bine yakın fotoğraf makinesi bulunmakta.  Taşınab...

Anadolu Ajansı (AA) tarafından dördüncü kez düzenlenen "Istanbul Photo Awards"ın 2018 jürisi belli oldu. Yarışmanın bu yılki jürisi, geçen yıllarda olduğu gibi fotoğrafçılık alanında tanınan uluslararası duayen isimlerden oluşuyor. Geçen yıl da yarışmanın jürisinde yer alan Paris Match Dijital Yayın Yönetmeni Marion Mertens, Getty Images'in ödüllü spor baş fotoğrafçısı Cameron Spencer, NOOR Ajansı üyesi foto muhabiri Yuri Kozyrev, foto muhabiri ve görsel medya danışmanı Georges De Keerle, AFP Fotoğraf Dağıtım ve İş Geliştirme Direktörü Michel Scotto, AA Görsel Haberler Yayın Yönetmeni Ahmet Sel ve AA Fotoğraf Editörü Fırat Yurdakul'un yanı sıra bu yıl jüriye önemli iki yeni isim daha eklendi. Uluslararası alanda en önemli haber fotoğrafı editörlerinden Andrei Polikanov ve geçen yıl “Yılın Fotoğrafı” ödülünün sahibi olan Frederic Lafargue, Istanbul Photo Awards jürisinde ilk defa yer alacak.

Gaspard-Félix Tournachon, nam-ı diğer Nadar, İkinci Fransız İmparatorluğu döneminin en önemli portre fotoğrafçıları arasında yer almaktadır. Nadar; Delacroix, George Sand, Baudelaire, Victor Hugo, Sarah Bernhardt gibi farklı ünlülerin, sanatçıların, bilginlerin, siyasetçilerin çehrelerini sıradışı ruhbilimsel bir incelikle fotoğraflamayı başarmıştır. Nadar’ın portreleri, bizlerin üzerinde, ünlü çağdaşlarıyla ilgili özellikle canlı bir izlenim bırakır. Her yüzde, kişinin en baskın özelliğini ortaya çıkarmayı başarır: Kesin çizgileri, derin ve nüfuz eden bakışlarıyla Baudelaire; güçlü ve hayallerle buğulanmış çehresiyle Delacroix; düşünceli ve ağır başlı Victor Hugo; Na dar’ın pek sevmediği ve bize zayıf, üzgün ve kurumuş bir kuş gibi gösterdiği Lamartine. Fotoğrafçının yapıtı modeliyle sabırlı bir işbirliğinin ürünüdür. Tüm Paris’i tanıyan ve arkadaş canlısı olan Nadar, elverişli bir ortam yaratmayı, müşterilerine güven vermeyi ve kendilerine en uygun pozu doğal bir biçimde vermeler...