Foto Gaste

“Bu çift mükemmeliyetin metaforu, tüm güçlerin buluşma noktası ve bütün biçimlerin çekirdeğidir. Bu çift, yeniden keşfedilen zaman, zamandan önceki zamandır.” Octavio Paz Şüphesiz ki, Meksika Sanat Tarihinin en tartışmalı çiftlerinden biri Diego Rivera ile Frida Kahlo’dur. Çarpıcı kişilikleri, çağdaşları arasında yer yer kıskançlık, yer yer yer hayranlık gibi çeşitli duygular uyandırmıştır. Ancak dönemin olmaza olmaz bir fenomenini yarattıkları su götürmez bir gerçektir. Evlendikleri 1929 yılından 1954’te Frida’nın ölümüne kadarki neredeyse yirmi beş yıllık birlikteliklerine, sayısız kavuşma-ayrılık, aşk-nefret, paylaşım ve savaşım damgasını vurmuştur. Bu birliktelik, XX. yüzyılın ortalarında Meksika’da kişisel ilişkiler anlamında farklı bir anlayışa yol açtı; Diego’nun dışa dönük ve hayalci kişiliği ile Frida’nın içe dönük ve hayalci kişiliklerinin birleşimi, birbirine kaynamış ancak patlayıcı etkide bir ilişki inşa etmelerine olanak sağladı.

Fotoğraf sanatçısı Dilan Bozyel’in Ali Poyrazoğlu, Kerem Görsev, Mustafa Horasan, Arzu Kaprol gibi isimleri fotoğrafladığı “Paha Biçilemez Yüzleri ile İstanbul” sergisi 25 Şubat - 6 Mart arasında Pera Palace Hotel Jumeirah'da...

"Bu sergi, ilgi duyduğum iki konunun birleşmesi sonucu oluştu: Bizans mimarisi ve panorama." diyen Burcu Böcekler'in, Sprocket Rocket ile çekip, farklı analog teknikleri ile bastığı panoramik fotoğrafları 2 Mart 2017, Perşembe gününden itibaren Lomography Embassy Store İstanbul 'da sergileniyor olacak.

Uluslararası çağdaş fotoğraf sanatının en önemli temsilcilerinden biri olarak değerlendirilen Ola Kolehmainen (1964, Helsinki) soyut karakterli çalışmalarıyla tanınan bir sanatçı. Helsinki Fotoğraf Okulu akımı içinde adını duyuran sanatçının çalışmaları, 2010 yılında Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na katılmış, 2012’de Perili Köşk’te sergilenmişti. Daha sonra Borusan Contemporary tarafından kendisine verilen özel siparişle, Mimar Sinan’ın yapıtları üzerine çalışmaya başlayan sanatçı, 2012–2014 yılları arasında usta mimarın yapıtlarını, onu etkileyen Bizans mimarisi geleneğiyle birlikte ele alan, bir dizi büyük boyutlu renkli fotoğraf üretti. Tamamı diasec tekniğiyle Düsseldorf’ta basılan bu çalışmalar, Mimar Sinan’ın yapıtlarının bağlamını daha önce görülmemiş ve fark edilmemiş açılardan ele alarak yaratıcı bir estetik yorumlamanın kapılarını açıyor. 

Leica Barnack Ödülü Başvuruları Mart Ayında Başlıyor. Başvurular 10 Nisan 2017 tarihine kadar devam edecek. Başvuru detayları için tıklayınız. Oskar Barnack Kimdir? Mühendis ve mikroskop araştırma sorumlu olan Barnack  aynı zamanda hevesli bir fotoğrafçıydı, ancak sağlık durumu (astım) nedeniyle ağır ekipmanları taşımak ona zor geliyordu. Her inovatif gelişme ihtiyaçlardan ya da problemlerden çıkar mantığı burada da devreye girdi ve Oskar Barnack 1912 yılında ilk elde taşınabilir fotoğraf makinesini geliştirdi. Ve efsane Leica'nın hikayesi başlamış oldu.

Foto Gaste Blog bundan böyle instagram vb. platformlarda kadrajına takılan ilham veren projelerin sahipleri ile söyleşiler yapacak. İlham veren projelerin ilk konuğu @zararsizhaller isimli instagram hesabı için cesur fotoğraflar üreten Demet Açıkgöz. Merhaba Demet, zararsız haller projesi ya da fikri nasıl oluştu? Dershanede, üniversiteye hazırlanırken “Zararsız haller içindeki kadınlar.” diye bir yazı yazmıştım. Aslında o hikaye fotoğraflarıma isim verdi diyebiliriz. Fotoğrafla ilk tanışman nasıl oldu ve hayatında nasıl bir yer kaplıyor? Fotoğraf bizim ailemizde her zaman vardı, babam ve dedelerim de fotoğrafa meraklı insanlar… Hep çekiyordum (fotoğraf makinası bana verildiğinde yani:) ama sürekli çekmek istediğimi farkettiğimde 2007’nin sonu, 2008’in başıydı sanırım ailemle Polanezköy’e gitmiştik, orada annem ve babamın arkadaşlarının çocuklarını çekmiştim, herkes “ayh çok güzel” falan diyordu, halbuki elde kötü kameralı telefonlar vardı…  Muhafazakar bir ülkede erotik ...

Terkedilme, kentsel dönüşüm, yenilenme ya da herhangi bir nedenle yıkılan binaların/evlerin bitişik binalarda bıraktığı yapısal izler üzerinden, sürekli bir yıkma-yapma döngüsü içindeki şehir ve şehirleşme sürecine bağlı olarak, geniş kapsamlı yıkımların yarattığı şiddet ve bu şiddetin giderek tüm kente ve kentte yaşayanlara, kültürel dokulara ve çevreye uygulanan bir şiddete dönüşmesi, insan yaşamının en önemli evrelerinden biri olan çocukluk yıllarının yaşandığı evlerin ve mahallelerin, kısa bir sürede yok olmasının insan hayatında yarattığı köksüzlük duygusu, ortaya çıkan katmanlar arasındaki ilişki ve tezatlar, yerleşim pratikleri ve anlayışları çerçevesinde kentin geçmişine ve bir anlamda da geleceğine bakmak.

Eren İleri, Mixer Açık Depo’da yer alacak analog, siyah & beyaz fotoğraflardan oluşan serisi “Yarış Pilotu ve Gölgesi” ile insan ve teknoloji arasındaki doğanın ve doğal yeteneklerinin ötesine “uç noktalara” taşınmış ilişkiyi sorguluyor. ( 07 Mart 2017 Salı - 01 Nisan 2017 Cumartesi) Formula 1 Grand Prix yarışları özelinde kurgulanmış, ütopya / distopyanın bir resmi sayılabilecek yapay topografyalarda şahit olunan kısa ama göz kamaştırıcı “an”ları belgeleyen İleri, göstergebilim çerçevesinde gösteriyi ve yok-mekan içinde bedeni analiz ediyor. Teknolojinin, makina (araba) formunda insanla (pilot) kurduğu uzamsal bağı ve toplumun teknik ve hayali döngüsünü kapsülleyen bu anlar, Grand Prix yarışlarında yüzeye çıkan neo-liberalizm ve serbest piyasa ideolojisi ile beraber trans-hümanist rüyanın şahitliğini yapıyor.

Dijital ekranlarda elimizin altında hızlıca kayan fotoğraflar, ya da hafıza kartlarında unutulanlara... Kadrajımız Güncel Kalsın. Biz fotoğrafçılar sürekli deniyor, yeni işler üretiyor ve daha iyisi için kafa patlatıyorken işlerimizi sunabileceğimiz alanlar oldukça azaldı. Fotoğrafa dair süreli yayınların günümüz şartlarında ekonomik olarak ayakta kalması da oldukça zor olduğundan mecra sayımız giderek azalıyor. Sosyal medya büyük bir devrim olsa da dijital ekranlara hapsolan görseller ancak kağıda döküldüğünde fotoğrafa dönüşüyor, ekrandaki görüntüler kağıdın üstündekine nazaran daha lezzetsizler, üstelik uçup gidiyorlar. Özetle Foto Gaste Blog ülkemizdeki fotoğraf gündemini takip edip haberleri meraklısıyla paylaşırken buz dağının altında çok daha fazla görülmeyi bekleyen proje olduğunu düşünerek belli dönemlerde Foto Gaste Fanzin i yayımlayacak. Portfolyolarınızı tür farketmeksizin gönderebilir (portfolyo dışında yazı, makale gibi içerikler de olabilir.) görüş ve önerilerinizi ...

Görme artık hakiki ya da doğru olan dışsal bir imgeye tabi değildir. Göz, artık ‘gerçek bir dünyayı’ teyit etmemektedir” (Jonathan Crary) Mixer ve Apollo işbirliği ile gerçekleştirilen, güncel teknoloji araçları ile sanatçıların buluştuğu bu etkinlikte sanatçılar onlara sunulan sanal ortamda, üretimlerini üç boyutuyla ortaya koyma şansı elde edecekler. Sanatçılar; Cins, Erdal İnci, Hilal Özçelik, Meltem Şahin, Ozan Türkkan, Htc Vive sanal gerçeklik gözlüğü ile bulundukları sanal ortamda hayallerindeki imgeyi ortaya koyarken bir yandan da güncel teknoloji araçlarının onlara sunduğu bu yok yerde zaman ve mekan kavramlarını bir kere daha sorgulayacaklar.

Fotoğraf sanatçıları Murat Gür ve Mustafa Yılmaz'ın "Suret-i Cihan" temalı sergisi Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi'nde açıldı. Dünyanın sıcak yüzlerine objektiflerini netleyen Murat Gür ve Mustafa Yılmaz yirmi yıllık dostluk ve fotoğraf seyirlerinin birikimini Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezinde açtıkları Suret-i Cihan adlı sergilerinde bir araya getirdi. Çad, Endonezya, Sudan, Hindistan, Nepal gibi ülkelerin yanı sıra Türkiye'den de çektikleri fotoğraflardan bir seçki yapan Gür ve Yılmaz'ın Suret-i Cihan sergisinde birbirinden etkileyici 40 fotoğrafı yer alıyor. Fotoğrafla ilgili teknolojiler geliştikçe hele de instagramdan sonra fotoğrafın çok tüketilir olduğunu söyleyen Murat Gür, bunun doğurduğu sakıncalara dikkat çekerek kendisinin fotoğrafı insani ve insana temas eden yönleriyle ele almayı tercih ettiğini söyledi. Sergide daha çok Doğu'dan ve Afrika'dan fotoğraflar olduğuna dikkat çeken Gür, "Batı'dan fotoğraf koyamadık ç...

NarPhotos Fotoğraf Kolektifi’nden 12 fotoğrafçı, iç savaşın başladığı 2011’den beri Suriye, Irak, Türkiye, Yunanistan ve Almanya’da fotoğraflar çekip bunları, Suriyeli mültecilerle ilgili farklı başlıkların izini süren foto-röportajlar haline getirdiler. Bu sergi, o foto-röportajlardan derlenen 54 fotoğraftan oluşuyor.( 26 Ocak – 12 Mart 2017 ) Her bir fotoğraf, Suriye’deki krizin en ağır sonucunu yaşayan sivillerin yaşamına, zorlu yolculuklarına, mülteci kamplarındaki hayatlarına, büyük şehirlerdeki varoluş mücadelelerine, birarada kalmaya çalışan ailelere, gençlere ve çocuklara dair tanıklıklar aynı zamanda. Serginin ismi olan “Mekân”, Türkçe’ye Arapça’dan geçen ve sıkça kullandığımız bir kelime. “Varolunan yer, konum” anlamına geliyor. Ayrıca “yer, yurt, ev” yan anlamlarını da içeriyor. Ortadoğu başta olmak üzere dünya üzerinde çatışmaların şiddetlendiği oranda yoğunluğu artan insan hareketliliği, bu kelimenin tüm anlam ve çağrışımlarını yeniden düşünmemize neden oluyor.

Yaşam boyu süren fotoğraf projesi Benİstanbul'un 8. sergisi 11 Şubat Cumartesi günü saat 17:00'de Caddebostan Kültür Merkezi'nde açıldı. Daha önce üçü yurt dışında olmak üzere toplam 7 sergi açan Benİstanbul Fotoğraf Grubu, 2016 yılı boyunca çektikleri İstanbul fotoğraflarını bu sergide fotoğraf severlerle buluşturuyorlar. Bu projede İstanbul kendini fotoğraflarla anlatıyor. 75 fotoğrafçının eserlerinin yer alacağı sergi 22 Şubat'a kadar açık kalacaktır.

Geçmişin ışığında, geleceğe direnen 'İstanbul Hanları' fotoğraf sergisi ikinci kez izleyici ile buluşuyor. İstanbul Fotoğraf Galerisi bünyesinde gerçekleştirilen 'Timurtaş Onan Fotoğraf Atölyesi Hanlar Projesi' katılımcılarının fotoğraflarından oluşan 'İstanbul'un Hanları' Fotoğraf Sergisi 13 Şubat 2017 Pazartesi günü saat 19:00'da Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Karaköy Şubesi Binası'nda açılıyor. Sergi 26 Şubat 2017 tarihine kadar görülebilir.

Tarihte, Ayazma şifalı ve yararlı özellikleri açısından kutsanan kaynaklardır. İstanbul’un Küçükçekmece ilçesi, bu kaynakların etrafında yavaş yavaş kurulmuştur. Özgün adının aksine, bu şifalı kaynak suları kentsel gelişim sonucu zehirli hale gelmiştir. Tarihçesi, çevre ve kaynakları açısından dönüşü olmayan değişikliklerin yaşandığı İstanbul şehrinin bir kaç yıl içerisinde içine düştüğü genel kargaşayı simgeliyor. Bu fotoğraf sergisi, sizlere yeniden bu mahalle atmosferini yaşatmayı ve yerel düzeyde olduğu kadar şehrin diğer bölgelerinde de ortaya çıkan bazı sorunları daha iyi anlamamızı hedefliyor.

Galeri ARK, 11 Şubat - 5 Mart 2017 tarihleri arasında ilk kez bir fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor. Sınırlı sayı 10 edisyon olarak, Hahnemuhle Fine Art Baryta koleksiyon kağıdına siyah-beyaz baskılardan oluşan sergi, ziyaretçilerini büyülü bir İstanbul gezintisine çıkarıyor. Timurtaş Onan, her daim yürüdüğümüz yolları, durup bir anlığına baktığımız denizi, martıları, sokakları ve her şeyden öte insanlarımızı, usta bir gözün ürünü fotoğraflarla bizlerle buluşturuyor. 

Anka Sanat 9 Şubat-18 Mart 2017 tarihleri arasında Muhsin Önder`in ‘Olumsal İmgeler` adlı sergisini sanatseverler ile buluşturuyor. Sergi için Türkçe-İngilizce-Fransızca olmak üzere üç farklı dilde hazırlanan özel katalogta, Prof.Dr. Jale Erzen`in yazdığı "Muhsin Önder-Tek ve Çoğul" adlı bir makale ve toplam 63 eser yer alıyor. 1951 tarihinde, Ankara`da dünyaya gelen Muhsin Önder, çocukluk yıllarından beri sanatla iç içe bir yaşam sürdü. Resim, fotoğraf ve müzik gibi sanatın çeşitli kollarına yöneldi. Sahibi olduğu Ankara Antikacılık firması ile 1980 yılından itibaren antika ve sanat piyasasında, 2008 yılından itibaren ise müzayede piyasasında önemli işlere imza attı. 

“Dolayım” İpek Çınar’ın memleket ziyareti sırasında gördüğü bir köy evini fotoğraflaması ile başlıyor. Sabit görüntü haline gelince topraktaki temellerinden kopan bir ev. Temellerinden kopup çerçevelenmesiyle; etrafını, içini, tarihini, büyüsünü dolduracak ve anlatacak bir hikayeye gereksinim duyuyor. Evvel zaman içinde, içerde; yeni evli bir çift var. Bu çift birbirlerine ulaşamamakta, zarar vermekte, zarar görmekte, zevk almakta, hırslanmakta, becerememekte, dişlerini sıkmakta, insani erdemlerini kaybetmekte ve hep devam etmekte.  "Bir kere daha her şeyin nedeni ve sonucu birbirine karışmaya başladı. Kendini suçlu hissettikçe daha çok saldırmaya başladı Çitlikli'ye. Çitlikli'nin tuzu kuru bir yerde; kefaretini ödediğine inanarak rahatladıkça, Bekir'in suçları arttı. Zavallım, kendi varlığından gün be gün daha da uzaklaştı. Halbuki çocukken... Bekir'in kendi varlığından uzaklaşmasıysa Çitlikli'ye gittikçe daha çok, daha da çok yüklenmesiyle sonuçlandı. Başta...

Hiç bitmeyen enerjisi ve ayakta kalabilmiş tarihi binaları… Çeşmeleri, sokakları ve Arnavut kaldırımları… Hatıraları, özlemleri ve geçmişe dair tüm izleriyle, Sait Faik’in hikayelerinde, Orhan Veli’nin ve Attila İlhan’ın şiirlerinde yaşadığımız, inanılmaz güzellikteki kentimizi şöyle bir hatırlayın. İşte o hayalimizdeki İstanbul’u, yüzyılların yaşayan eski zaman sevdalarını, hayatın içinden çekip çıkartmak ve yeniden yaşatmayı hedefleyen İfsak üyelerinden oluşan grup Timurtaş Onan ile bu fotoğraf projesinde bir yıla yakın bir süre çalıştı. Bu projenin ürünü olan fotoğraflardan oluşan "Bir İstanbul Nostaljisi" adlı sergi 4-28 Şubat tarihleri arasında İfsak Galeri'de görülebilir.