Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nuri Bilge Ceylan Filmlerinin Görüntü Yönetmeni Gökhan Tiryaki İlk Kişisel Sergisini Açıyor.

"Kış Uykusu", "Sarmaşık", "Kelebeğin Rüyası" ve "Bir Zamanlar Anadolu'da" gibi birçok Nuri Bilge Ceylan filminde görüntü yönetmenliğini yapan Gökhan Tiryaki'nin ilk kişisel fotoğraf sergisi "Cinerama" 1 0 Ekim'de UNIQ Hall'de açılacak. Amerikan Film Akademisi, Avrupa Film Akademisi ve Asya Pasifik Film Akademisi üyesi olan görüntü yönetmeni Tiryaki, sergisinde sinemacı kimliğiyle fotoğrafçı kimliğinin örtüştüğü eserlerine yer verecek. Gezdiği coğrafyalardan panoramik görüntülerle insan manzaralarını fotoğraflayan Tiryaki, hem sinemacı hem de fotoğrafçı bakış açısını eserlerine yansıtıyor. Gökhan Tiryaki'ye ait 30 fotoğrafın yer aldığı "Cinerama" sergisi 31 Ekim'de sona erecek. Kaynak: http://www.sabah.com.tr

Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Fotoğraf

1826 yılında Joseph Nicephore Niepce tarafından çekilen ilk puslu “helyograftan”, Cartier-Bresson’ın ve Alfred Stieglitz’in klasik kompozisyonlarına, Robert Mapplethorpe’un, Cindy Sherman’ın ve Victor Burgin’in çarpıcı postmodern stratejilerine kadar fotoğraf tarihini göz kamaştıran ve insanın içine işleyen görüntüler üzerinden ele alan yazar Graham Clarke,  fotoğrafı okumakla ilgili farklı bir deneyim sunuyor. Fotoğrafın tarihsel gelişimini açık ve kesin bir şekilde anlatan Clarke, Roland Barthes ve Susan Sontag gibi kişilerle ilgili ilginç eleştirilerin içyüzünü açıklıyor. Kitabın temelinde Clarke’ın manzara, şehir, portrecilik, beden ve belgesel röportaj gibi ana başlıkları yenilikçi bir şekilde incelemesi ve örnek görüntüleri, kültürel ve ideolojik bağlamları bakımından detaylarıyla çözümlemesi yatıyor. Fotoğrafla ilgili eleştirel kuramların da ele alındığı kitap, önemli figürler ve konular hakkında yapılan orijinal arşiv çalışmalarıyla zenginleştiriliyor. Clarke hazırladığı ...

Fotoğraflarıyla Kütüphaneler ve Opera Sarayları

Almanya, Avusturya, İsviçre, Portekiz, İrlanda, İspanya gibi çeşitli Avrupa ülkelerinde yer alan tarihi kütüphane ve opera saraylarına ait toplam 44 fotoğraftan oluşuyor. 21 adet opera binası ve 23 adet kütüphane fotoğrafından oluşan sergide; Venedik’te bulunan La Fenice, Paris’te bulunan Opera Garnier, Barselona’da bulunan Palau de la Música Catalana’yı ve Paris’in meşhur kütüphanelerinden Bibliothèque Nationale de France, Lizbon’daki Palácio Nacional de Mafra ve Dublin’de yer alan Trinity College gibi tarihi kütüphanelerini görmek mümkün. Eser; Türkçe, İngilizce ve Fransızca olmak üzere üç dilde hazırlanmıştır. Kitabı satın almak için tıklayınız.

Sabit Kalfagil Sabit Kalfagil’e Saygı ile Fotoistanbulda

Fotoğraf yaklaşımı genel olarak klasik ve didaktik estetik ve optik kurallara sıkı sıkıya bağlı olsa da kimi zaman soyut bir estetiğe ulaşan Sabit Kalfagil fotoğrafı ışık ve kompozisyon konularındaki yaklaşımı ile Türkiye fotoğrafının bir dönemine damgasını vurmayı başarmış bir bakış olarak fotoğraf tarihimizde önemli bir yer işgal etmiş ve halen gündemimizde kalma başarısını göstermektedir. Fotoistanbul bu yıl kaybettiğimiz Sabit Kalfagil’in az görülmüş karelerinden oluşan seçkiyi fotoğrafseverlerle paylaşarak ustaya saygı duruşunda bulunuyor.

İzmir:Yarınlara Bir Miras

İnsanoğlunun toplu yaşam merkezi olan kentler, yaşam mekânlarımız olmanın yanı sıra bizden önceki nesillerin bize bıraktığı ve bizim de gelecek nesillere bırakmamız gereken emanetlerdir. Tarihin farklı dönemlerine ait fiziksel, sosyal ve kültürel değişimler yaşayan kentlerin geleneksel dokusundan, yeni gelişen kimliğine tanıklık eden en kıymetli kaynaklar ise kent fotoğraflarıdır. Bu noktadan yola çıkarak, 2015 yılının İzmir’ini gelecek nesillere aktarabilmek adına Arkas Sanat Merkezi ve IFOD (İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği) işbirliği ile hazırlanan projede; İzmir’i diğer kentlerden farklı kılan, İzmir’e değer katan ve İzmir’e özgü unsurlar mercek altına alındı.   Kentin mimarisi, doğası, insanları, iş ve yerleşim alanları gibi kentteki toplumsal ve kültürel yaşama ilişkin ipuçları verecek pek çok farklı konu yaklaşık bir yıl süren çekimlerin ardından seçilen fotoğraflarla ölümsüzleştirildi. Sanatçılar kendi objektiflerinden, Basmane, Bergama, Bornova, Karşıyaka, Kordon, Ödemiş, S...

The Myth of Men Fotoğraf Sergisi Leica Gallery İstanbul'da

Leica Gallery Istanbul, 8 Eylül – 2 Aralık tarihleri arasında Ahmet Polat’ın “The Myth of Men” başlıklı fotoğraf ve videolardan oluşan kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor.  15. İstanbul Bienali’ne paralel olarak gerçekleşecek sergi, son yıllarda toplumsal cinsiyet çalışmalarının gündeminde olan erkeklik sosyolojisini konu ediniyor. Erkeklik sosyolojisi; kadınlık ve toplumda kadın olmak üzerine devam eden toplumsal cinsiyet çalışmalarına erkeklik ve toplumda erkek olmak kavramlarını ekliyor.  Ahmet Polat, toplumdaki “erkeklik” kavramına farklı açılardan yaklaşıyor; temsil ettikleri sıfatlardan sıyrıldıkları kişisel zamanlarında hareketlerine ve hatta mimiklerine odaklanıyor; fiziksel ve duygusal samimiyeti ön plana çıkarıyor. Çekimleri Hollanda, Belçika ve Türkiye’de, genellikle erkeklerin bir araya geldiği kahvehane, sanayi mahallesi veya berber gibi klasik mekanlarda gerçekleştirilen The Myth of Men, aynı zamanda proje erkeklere özgü sünnet, pehlivan güreşi veya semaze...

Foto Kitap:Düş ve Gerçek

Her teknolojik gelişme, sanata ve sanatçıya yeni bir model oluşturur. Bu kitapta yer alan her bir göstergenin açılımında, daha da artan bir gerilimin ortasına atıyor izleyiciyi; hayal gücünün sınırlarını zorlayan, soyutlamaya kucak açan ve bir sonraki aşamada soyuta dönüşmek için fırsat kollayan imgeler, dönüp dolaşıp sonuçta soyutun panzehiri olarak karşımıza çıkıyor! Dijital teknolojinin hızlı gelişimiyle beraber, tasarıma dönük bir araç olarak fotografinin estetik konseptini, nesnenin durumuna dönük açılımında kontur, doku, biçim (form); öznenin nesne karşısındaki kişiselliğine dönük açılımında ise denge, proporsiyon (oran/orantı-altın oran), ritim, perspektif, bakış açısı, zaman/an, ışığın özellikleri bütünler. Bir fotografik göstergenin oluşumunda bu kavramların yanı sıra tasarımı gerçekleştiren kişinin hayal gücüne gereksinim duyulur. Sadece olanı olduğu gibi aktarmak, kendinden bir parça katmamak sanatın doğasına terstir.