
Fotoğrafçı, deklanşöre her bastığında hem kendi, hem de toplumsal belleğe bir ek yapar. Biriktirir, biriktirir... Sonra bir gün bu biriktirdiklerinin, bir görsel hafıza'ya dönüştüğünü ve artık bir anlamda sadece' kendine ait olmadığına karar verir.
Ve bir şey daha belirginleşir; çektiği her fotoğraf, çekildiği zaman diliminde de bir gelecek okuması'ydı... Üretilen her bir şey', gelecek üzerine söylenen bir söz, dile getirilmiş kaygı'lar üzerine metinlerdi.
Nasıl bir dünyada yaşadık, yaşıyoruz, yaşayacağız...
Bizi de içine almış olan dünyaya karşı sorumluluklarımız, sorumsuz davranışlarımız...
Çevre ile iletişimimiz, etkileşimimiz... Sosyal, siyasal dünya... Doğuşlar, çöküşler...
Düne ait bütün bunları yarının insanına, yani çocuklarımıza anlatabilmek için yaşamış olmamız gerekiyor.
Sergi iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm; o günleri anlatma olanağı veren yaşadıklarımız. Burada seçilen fotoğrafların hepsinin ortak paydası; hem çekildikleri zamanı, hem de o günün geleceğine dair olması üzerinedir.
Diğer bölüm ise; gelecek üzerine tahminleri içermektedir. Çoğu fotoğrafçı, fotoğraflarının bir zaman kapsülü içinde yer almasını ve gelecekte okunmasını gönlünden geçirir. Kamil Fırat'ın Mektuplar' sergisi de, bu amaçla tasarlanmış olup, geçmiş 40 yılın geleceğe dair tahminlerini içerir. (04.04.2018 - 18.05.2018 )
http://www.kareartgallery.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder