Ana içeriğe atla

Barış Manço ile 7 den 77 ye Fotoğrafları Sergisi

Erkmen Sağlam, 140 farklı ülkeyi dolaşarak Ekvator’dan Kutuplara yaklaşık 800 bin kilometreden fazla yol kateden, Türkiye’yi karış karış gezerek ekranlara taşıyan “Barış Manço ile 7’den 77’ye Programı’nın” çok özel fotoğraflarını öyküleri ile izleyenlerle paylaştı…
Her fotoğraf Erkmen Sağlam'ın kaleminden kısa hikayeleri ile tam bir belgesel niteliği taşımakta. Bu çok özel serginin açılışında; tam 13 yıl boyunca Barış Manço’nun efsane grubu Kurtalan Ekspresle birlikte olan ve ‘’Mançoloji’’ albümünün aranjörlük ve müzik direktörlüğünü yapan Eser Taşkıran’ın Barış Manço şarkılarından oluşan müzik dinletisinin yanı sıra Mine Mucur (Mine Abla) eşliğinde “Adam Olacak Çocuk‘’ yarışması da yıllar sonra tekrarlanacak. Ve serginin açılışı sunumunu da İzzet Öz yapacak. Erkmen Sağlam’ın Objektifinden ‘Barış Manço ile 7’den 77 ye Fotoğrafları Sergisi’ 22 Nisan-09 Mayıs tarihleri arasında, Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi’nde   Barış Manço sevenlerin ziyaretine ücretsiz olarak açık kalacak.
 
 
 ERKMEN SAĞLAM
 
Bu güne kadar kendisini en iyi anlatan Yunus Emre olmuş. "Ete kemiğe büründük, Yunus olduk göründük" demiş. Bizler de ete kemiğe bürünmüş, olduğu kadar görünmüş insanlarız. Yalın, sade, sıradan sıra dışı.
Barış'ın en eski arkadaşlarından biriyim, onun değişiyle "Kısa Pantolon'dan Arkadaşı”. Yıllar kader birliği yaptıktan sonra 1988 yılı Ekim ayında birlikte 7'den 77'ye programını yapmaya başladık.
En iyiyi yapalım, ünlü olalım, çok para kazanalım kaygısı olmadı bizde hiç. Ama doğru düşünüp doğru yaşayalım, doğru yapalım çabası içinde olduk her zaman, becerebildiğimizce.
Zengin olursun. mimar, mühendis, müdür, genel müdür olursun. Ne olursan ol hep üstünde bir makam vardır, uğraşır durursun. Oysa insan olma; üstü olmayan en yüksek mertebe yaratılan için.
O nedenle bizler bir nefesle gelen, son nefesle de gidecek olan, değerleri ve yaşamı dikizleyerek, Barış'ın değişiyle “Halil İbrahim Sofrasına” oturmayı hak etmeye çalışanlardanız sadece.
Herkes gibi doğduk ve yetiştik. Ama önce karar verdik, sonra hedef belirleyip ne aradığımıza karar verdik. Sonrası satır aralarını kazıyarak okuduk, okuduklarımızı sorguladık. Doğruluğuna emin olduğumuz şeyleri söylem haline getirdik. Sonrasında gerisi kolay geldi. Ama en önemlisi ne anlattıysak becerebildiğimizce basit anlattık. Gördük ki basit anlatmayı becerdikçe, her şey daha bir anlaşılır oldu, kabul gördü.
Yapılan her şeyin ana fikri bütün bir “Manço Ekibinin Ortak Dünya Görüşüydü”. Hiçbir şey iş olsun diye yapılmadı. Yapılan ve ortaya çıkan, yaşamı algılamanın yansımasıydı. Bu bazı bazı müzikle, kimi zaman TV programlarıyla, ara sıra da söyleşi ve röportajlarla ortalara döküldü.
Yaşam boyu her zaman her yerde olabilen şanslılardan olduk biz. Sanıldığının tersine dünya küçük, insan gönlü büyüktür. Büyüktür büyük olmasına da orada yer bulmak çok güçtür.
Hüner; beklentilerin gerçekleşmemesi, ya da hayal kırıklıklarının getirileriyle “Çevreye Umutsuzluk Yüklemek” olmamalı… Asıl olan “Olması Gerekeni Israrla İstemek” ve de “Şartları Zorlamak, Gerektiğinde Tepki Koymak” olmalı. Yetersiz koşullara karşın uğraş verilmeli, inandıklarımız ve olması gerekenler için çare üretilmeli. Ve  asla umutlar yitirilmemeli.
Kabe’ye gitmek için yola çıkmış, topal karınca. “Gidemezsin” demişler. “Olsun, yolunda ölürüm” demiş.
Uğrunda, “Yoluna Hayatını Koyabileceği Kavgaları Olmalıdır” insanın.

Kaynak: http://www.bugunbugece.com

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İzzet Keribar’ın “Renklerin Yolculuğu” Sergisi İstanbul Modernde

 “Renklerin Yolculuğu”, İzzet Keribar’ın (d. 1936) bir buçuk milyona yakın kareyi içeren arşivinden bir seçkiyi izleyicilerle buluşturuyor. Sergi, sanatçının alameti farikası haline gelen renk, ışık, doku ve grafik ögeler gibi biçimsel unsurları içeren fotoğraflarını öne çıkarırken, Keribar’ın yıllar içinde değişen tarzını da gözler önüne seriyor ve izleyicileri farklı zaman ve mekânlara renkli bir yolculuğa davet ediyor. Altı bölümden oluşan serginin ilk bölümü, sanatçının 1950’lerde İstanbul’un hızla değişmekte olan sokak hayatını ve Güney Kore’nin kent ve kırsalını belgelediği çalışmalarına yer veriyor. Serginin ikinci bölümü, Keribar’ın 1980’lerden itibaren İstanbul’un farklı semtlerindeki günlük hayatı kayıt altına aldığı yapıtlarını bir araya getiriyor. Serginin üçüncü ve dördüncü bölümleri, Keribar’ın çoğunlukla kullandığı doğal ışık ve renkler aracılığıyla “sıradan”ı “sıra dışı” hale getirdiği, Türkiye ve dünyanın farklı noktalarına yaptığı seyahatlerde ürettiği doğa ve ...

212 Photography Istanbul Sebastião Salgado’nun “Genesis” Sergisiyle Kapılarını Açıyor

 Bu yıl  yedincisi  düzenlenecek olan  212 Photography Istanbul (28 Eylül - 13 Ekim 2024) fotoğrafın yanı sıra farklı disiplinleri dahil ettiği kapsamlı programıyla İstanbul’un farklı rotalarında sanatseverleri ağırlamaya hazırlanıyor.  Yedinci edisyonunda 212 Photography Istanbul, çağımızın en önemli fotoğrafçılarından ve aktivistlerinden biri olan Sebastião Salgado’nun “Genesis” sergisiyle İstanbul’u büyülemeye hazırlanıyor. Sergi, 28 Eylül’den itibaren Aralık sonuna kadar T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür Sanat Merkezi’nde 3 ay boyunca ziyarete açık olacak.   Festival, bu sene yine program içeriği ile takipçilerine çok özel bir keşif rotası sunacak. Sanatçıların modadan gastronomiye, mimariden yeni medyaya farklı yaratıcı disiplinlerden projeleri yer alacak. Sergilerin yanı sıra festival programında atölye, söyleşi, film gösterimleri, konserler, dans/performans gibi p...