
2011 yılında Ortadoğu’daki ayaklanmaları haber yaptığı, sert rüzgarlı denizleri aratmayan fırtınalı bir yılın ardından, Fransız fotoğrafçı Mathias Depardon daha şiirsel bir fotoğrafçılık için Karadeniz turuna çıktı. İki ay boyunca beş ülkede yaptığı gezilerden çıkan şiir, özellikle kıyılarını arşınladığı bölge gibi sert engebelerle dolu. Gökyüzü açık olsa da, ufuk dumanlı. Işık saçan ama bir o kadar nevi şahsına münhasır bu deniz, adını ve ününü haletiruhiyesine borçlu.
Mathias Depardon böylece güncel çatışmaları bırakarak, daha az fark edilebilir olanlara doğru yönelmiş oldu : tehditkar fırtınaların, birçok yüzyıldır farklı gerilimlerin merkezi olan ihtilaflı bir bölgenin, insan topluluklarının, metanetli halkının zorluklarına göğüs gerdiği ekonominin yarattığı çatışmalar… Depardon’un kartpostalları, detaylı resim altlarının eşlik ettiği görsel kırıntılar yolladığı çok etaplı bir güzergah.
Kendi haline bırakılmış olan bu bölge, aslında her zaman için farklı kültürünün oluşmasına katkı sağlayan önemli siyasi olayların merkezidir. Mathias Depardon, fotoğraflardaki hüzün ve kelimelerdeki keskinlik ile bizlere bu karmaşık gerçekliği aktarıyor.
Laurence Cornet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder