
Yutulmuş, insanın ve doğanın döngüselliği üzerine oluşturulmuş bir anlatı olarak şekilleniyor. Yutan ve yutulan metaforları, döngü halinde birbirinden beslenen ve böylece yenilenen bir varlığa benzetiliyor. Etken ve edilgen roller yer değiştirerek hiyerarşisi tahmin edilemeyen bir hareketle, yerine alt üst olmuş, biraz karanlık ama içinde parıltılı hazineler saklayan, zamandan ve tanıdığımız gerçeklikten bağımsız bir evren bırakıyor.
“Hazineler”, “Paralel Evrenler”, “Aynanın Hafızası, “Unutma Bahçesi” ve “Islak Rüya” serilerinden alınan fotoğraflar, Akgümüş’ün betimlediği yutulmuşluğun farklı hikayelerini görselleştiriyor. Plato’nun tanımladığı biçimde kendini yiyen sirküler bir yapısı olan, kendisi dışında göreceği ve duyacağı başka bir şey olmadığından göze ya da kulağa ihtiyacı kalmayan, yaratılışındaki tasarı nedeniyle kendi artığıyla beslenebilen, küresel formunda hareket eden, ayaksız ve elsiz bir evren modeli gibi, Akgümüş’ün yutulmuş evreni de, sürekli kendi kuyruğu peşinde olan bir yılanı anımsatıyor.
Medyum olarak fotoğrafı kullanan Akgümüş, sanat pratiğini bellek ve hafıza keşfi üzerine kuruyor. İmgenin hareketliliği, hafızada tutunuşu ve dönüşümü etrafında oluşturduğu sergide, analog ve dijital çalışmaların yanı sıra deneysel olarak adlandırılabilecek kesme, birleştirme ve tarama teknikleri ile üretilen çalışmaları bir araya getiriyor.
www.artnivo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder