Bursa Kent Konseyi (BKK) organizasyonunda, Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle, BUFSAD ve gönüllülerin çalışmalarıyla devam eden 3. Bursa FotoFest, fotoğrafın önemli isimleri Bruno Barbey, Thomas Hoepker, Kamil Fırat ve Christopher Morris’in ardından İngiliz gazeteci ve fotoğraf sanatçısı Abbie Trayler-Smith’i ağırladı. Atatürk Kongre Kültür Merkezi (Merinos AKKM) Orhangazi Salonu’ndaki programda, Smith konuşmasına Türkçe ‘Merhaba, burada olmak benim için bir onurdur’ diyerek başlayınca salondan büyük alkış aldı. Fotoğraf makinesini ilk kez 15 yaşında eline aldığını, ailesinin yönlendirmesi üzerine hukuk okunduğu ancak her fırsatta fotoğrafla uğraştığını anlatan Smith, ilk portfolyo çalışmasının beğenilmediğini, pes etmeyip hazırladığı ikinci çalışmasının ise Daily Telegraph Gazetesi tarafından beğenildiğini ve 8 sene bu kurumda yer aldığını ifade etti. İlk haberini İngiltere’de meşhur olan ve sonradan yasaklanan tilki avına çıkan avcılar üzerine yaptığını söyleyen Smith, 2003 yılında Irak’a gittiğini ve iki ay geçirdiğini dile getirdi. Birkaç yıl sonra tsunami bölgesine gönderildiğini söyleyen Smith, “Normalde gittiğim yerlerde üç dört gün geçiriyordum. Tsunami bölgesinde birçok İngiliz vatandaşı mahsur kaldığı için gazete bir hafta kalmamı istedi. Döndükten iki hafta sonra tekrar bölgeye gönderildim. İnsanların birçok acısına tanık oldum. İnsanlar çok fazla yıkım ve ölüm yaşamıştı. Nerede olursanız olun insanların aynı duyguları taşıdığını anladım. Tsunami’den bölgesinden İngiltere’ye döndükten sonra istifa ettim. İyi para kazanıyordum ancak kalbimi dinleyerek farklı yerlere gitmeli ve oralarda daha fazla vakit geçirmeliydim” dedi.
“Fotoğrafla insanlığı ve kendimi anlamaya çalışıyorum”
Bir süre sonra gıda yardımı yapan bir sivil toplum kuruluşundan aldığı telefon üzerine Yemen’e gittiğini anlatan Smith, okul ve hastaneleri ziyaret ederek kadınların yaşamı üzerine fotoğraf çalışma yaptığını ifade etti. Norveç’te yerel bir halkın hikayesi üzerine çalıştığını da hatırlatan Smith, BBC için Mali’de fillerin göçüyle alakalı proje yaptığını da belirtti. Bir gıda yardım kuruluşuyla gittiği Çad’da kadınların hikayesinden etkilendiğini aktaran Smith, 4 aydan fazla gıda bulamayan insanların her gün bir kase pirinç yiyebildiğini, suda taş kaynatarak çocuklarını yiyecek olduğu konusunda kandırdıklarını ifade etti. Çadlı kadınların profil fotoğlarını çekerek kadınların gücünü göstermeye çalıştığını dile getiren Smith, sonraki projesinin ise İngiltere’deki sığınmacılar üzerine olduğunu belirtti. Resmi istatistiklere göre İngiltere’de 200 bin sığınma hakkı verilmeyen insan bulunduğunu, ülkelerine dönemeyen ve çalışmalarına da izin verilmeyen insanların hikayesini anlattığını kaydeden Smith, seslerini duyurabilmek için sergi açtığını da dile getirdi.
Son olarak ‘Obezite’ üzerine çalışma yaptığını kaydeden Smith, İngiltere’deki çocukların üçte birinin obez olarak tanımlandığını, konuya dikkat çekilmesi gerektiğini düşünerek başladığını anlattı. Bunun hayatının işi olduğunu söyleyen Smith, fotoğraf üzerine ise şunları söyledi;
“Sürekli fotoğraf çekiyor olmak beni heyecanlandırıyor. Gazete çalışırken istediğim yere gidip, istediğim fotoğrafı çekebileceğimi öğrendim. Fotoğraf çekmek, benim için dünyayı gezmenin bir yolu. Benim için renkler çok önemli ve renkli fotoğrafları seviyorum. Fotoğrafla insanlığı ve kendimi anlamaya çalışıyorum. Fotoğrafta aradığım şey duygusallıktır. Benim için sadece estetik önemli değil. Fotoğraf insanların neler hissettiğini de anlatabilmeli”
Program, Türk fotoğraf sanatının önemli ismi Ozan Sağdıç’ın ‘Türkiye panoraması’ adlı gösterimiyle devam etti.
Yorumlar