İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, Türk-Alman ilişkilerini güçlendirecek bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Münster Üniversitesi ve Alman Kömür İşletmeleri İdaresi RAG-REWAG tarafından ortaklaşa hazırlanan “Göçmenlerin Elleri – Birinci Kuşak Türk Göçmenleri ve Hatıraları” adlı sergi 18 – 29 Mart 2013 tarihleri arasında İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Mahmutbey Yerleşkesi’nde sergilenecek. Almanya’nın gelişmesine emek veren Türklerin, yıllar önce gurbete giderken yanlarında getirdikleri en kıymetli eşyalarıyla çekilen fotoğraflardan oluşan “Göçmenlerin Elleri” sergisi Münster Üniversitesi Medya Hukukçusu Prof. Dr. Thomas Hoeren ile Edzart Herlyn’in danışmanlığında Anadolu insanının Avrupa’daki yaşamını anlatıyor. Sanatı ve Sanatçıyı destekleyen İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi’nin ev sahipliği yapacağı serginin açılışı 18 Mart 2013 Pazartesi günü yapılacak. Açılış töreninde Alman Kömür İşletmeleri İdaresi RAG-REWAG Yönetim Kurulu Üyelerinin, Fotoğraf sanatçısı ve Münster Üniversitesi Medya Hukukçusu Prof. Dr. Thomas Hoeren’in hazır bulunacağı sergi, 29 Mart tarihine kadar ziyaretçilere açık olacak. Almanya’ya Türk göçünün 50. yıl kutlamaları çerçevesinde yapılan fotoğraf sergisinin konusunu 22 Haziran 1961 tarihinde Duisburg’un Hamborn ilçesine gelen madenciler ve birinci kuşaktan diğer göçmenler oluşturuyor. Sergide, Duisburg’a ilk gelen işçi gurubunun Alman toplumuna ve ekonomisine sağladıkları katkıları ön plana çıkarmanın yanı sıra, birçok zorlukları göze alarak Almanya’ya gelen bu insanların yaşadıkları sergide konu edinerek onları “onure etmek” amacı güdülüyor.
“Renklerin Yolculuğu”, İzzet Keribar’ın (d. 1936) bir buçuk milyona yakın kareyi içeren arşivinden bir seçkiyi izleyicilerle buluşturuyor. Sergi, sanatçının alameti farikası haline gelen renk, ışık, doku ve grafik ögeler gibi biçimsel unsurları içeren fotoğraflarını öne çıkarırken, Keribar’ın yıllar içinde değişen tarzını da gözler önüne seriyor ve izleyicileri farklı zaman ve mekânlara renkli bir yolculuğa davet ediyor. Altı bölümden oluşan serginin ilk bölümü, sanatçının 1950’lerde İstanbul’un hızla değişmekte olan sokak hayatını ve Güney Kore’nin kent ve kırsalını belgelediği çalışmalarına yer veriyor. Serginin ikinci bölümü, Keribar’ın 1980’lerden itibaren İstanbul’un farklı semtlerindeki günlük hayatı kayıt altına aldığı yapıtlarını bir araya getiriyor. Serginin üçüncü ve dördüncü bölümleri, Keribar’ın çoğunlukla kullandığı doğal ışık ve renkler aracılığıyla “sıradan”ı “sıra dışı” hale getirdiği, Türkiye ve dünyanın farklı noktalarına yaptığı seyahatlerde ürettiği doğa ve ...
Yorumlar