
Her imge unutulmuş bir anıyı ve anlatılmamış bir rüyayı hatırlatarak seyirciyi hikayenin gerisini kendi hatıra ve rüyalarıyla tamamlamaya davet ediyor. Sullivan’ın analog fotoğrafı tercih etmesi gizemine gizem katıyor; filmin dokusu ve derinliği imgeleri çok daha dokunsal ve canlı bir hale getiriyor.
Sanatçının portre fotoğrafları tıpkı güçlü hatıralarımız ve kayıplarımızdan gizemli imgeler damıtan rüyalar gibi, bilinmeyene ve konuşulmayana dair büyülü bir bakış sunuyor. Devinim ve bulanıklık, kaçış ve mevcudiyet, imgeleri hakiki kılıyor. Filme çekilen o çalıntı an biraz daha fazla duyguyu, biraz daha fazla güzelliği ve çok daha fazla hayatı içeriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder