Çarşamba

Röportaj:Ömer Faruk Okuduci


Ömer Faruk Okuduci kimdir bize anlatır mısınız?
1989 yılında Diyarbakır’da doğdum. İlk ve orta öğrenimimi memleketimde tamamlayıp, üniversite eğitimi için 2008 yılında İstanbul’a geldim. Yıldız Teknik Üniversitesi, jeodezi ve fotogrametri mühendisliği bölümünde, öğrenimime devam ediyorum. Bir yandan da Dağ Medya’da röportör olarak çalışıyorum. Üniversitedeki ikinci yılımda YTÜFOK’a katıldım. İlerleyen zamanlarda kulüpte çeşitli görevlerde bulundum. Hala da YTÜFOK bünyesinde yer alıyorum.

Bugüne dek yaptığınız çalışmaları anlatır mısınız?
Fotoğrafa başladığım ilk yıllarda ‘E5 Satıcıları’ isimli bir fotoğraf projesi gerçekleştirdim. Bu, trafiğin yoğunlaştığı saatlerde, çevre yoluna çıkıp simit, su, meyve gibi şeyler satan satıcıları konu alan bir projeydi. ‘Vefa Hayatın İki Sahnesi’ isimli, Türkiye’nin ilk ve tek formasyonel nitelik taşıyan belgeselinin görüntü yönetmenliğini üstlendim. Bu belgesel ilk ve orta öğrenim öğrencilerine izlettirildiği için çok geniş bir kitleye ulaştı. Benim için eşsiz bir deneyimdi. Bireysel projelerimin yanı sıra arkadaşlarımın projelerine de destek olmaya çalışıyorum. Redhack ve siber aktivizmi anlatan Red Belgeseli’nin çekimlerine yardımcı oldum. Yakın zamanda da, Burcu Sağlam’ın ‘Hayali’ isimli kısa filminde görüntü yönetmenliği yaptım.


Bu sene dördüncüsü gerçekleştirilen Fkare fotoğraf festivalinde de aktif bir isimdiniz. Bu festivalin oluşum fikri ilk nasıl çıktı?
Üyesi olduğum YTÜFOK, 16 yıllık bir öğrenci kulübü. 10 yıldır amatör fotoğraf günleri yapılıyordu. Bundan 3 yıl önce kulübümüzün mezunlarından yeni bir öneri geldi. Fotoğrafçılarla bir araya gelip üretim yapabileceğimiz bir etkinlik düşündük. Ve bu şekilde Fkare fotoğraf festivali oluştu.

Basın Atölyesi fikri ilk sizden çıkmış. Bu fikir nasıl aklınıza geldi, bu öneriyi sunarken amacınız neydi?
YTÜFOK olarak önemli etkinlikler yapıyorduk. Türkiye’deki amatör fotoğraf kulüplerini bir araya getirme geleneğini başlatan kulüp bizdik. Fkare, Türkiye’deki ilk ve tek üretim odaklı atölyelerden oluşan ücretsiz fotoğraf festivalidir. Yıl içinde de birçok seminer, söyleşi, atölye, eğitim, gezi gerçekleştiriyorduk. Önemli etkinlikler yapıyorduk, ama etkinliğin yanı sıra bunu duyurabilmek de önemli bir noktadır. Benim de aklıma kulüp içinde kendi haberlerimizi yapıp duyurabileceğimiz, YTÜFOK’un basın kolu olabilecek bir atölye oluşturabileceğimiz geldi. Basın atölyesi fikri böyle doğdu.

 Peki basın atölyesi oluşum sürecini anlatır mısınız?
 Bu atölyenin genç medyacıların gelişimine katkıda bulunabileceğini düşünerek, genç katılımcıları ağırlayan Fkare bünyesinde oluşabileceğini düşündüm. Amaç, bir yandan katılımcılara gazeteciliğin detaylarını öğretirken bir yandan da Fkare haberlerini yapmak olacaktı. Bu fikirlerimi kulüpteki arkadaşlarımla paylaştım. Onlar da bu fikrin Fkare’yi daha ileriye götüreceğini düşündükleri için sıcak baktılar. Böylece Fkare 02′de basın atölyesinin de yer almasına karar verildi. Ancak önemli bir sorun vardı. Atölyenin yürütücülüğünü kim üstlenecekti? Diğer atölyelere göre daha sıkı çalışması gereken bu atölyenin yürütücüsünün daha fedakar ve donanımlı biri olması gerekiyordu. Çünkü katılımcılara da bir yandan eğitim verecekti. Daha öncesinde ismen tanıdığım, Dağ Medya’nın genel yayın yönetmeni Pınar Dağ ile iletişime geçtik. Bizi kırmayıp kabul etmekle kalmadı, aklımıza gelmeyen bir atölye projesiyle geldi. Ve bugün devam eden basın atölyesinin temelleri atılmış oldu.

Sizce basın atölyesi amacına ulaştı mı?
Öncelikli amacımız festival kapsamında yapılan çalışmaların derlenerek duyurulması, atölyelerin haberlerinin yapılmasıydı. Bu anlamda beklenilenden fazlası oldu. Tüm atölye yürütücüleri ile röportajlar yapıldı, her çalışma ile ilgili haber yapıldı. Dahası YTÜFOK ile ilgili geçmişe dönük haberler yapıldı. Bu konuda amacına fazlasıyla ulaştı. Ancak katılımcılara katkısının yeterli olmadığını düşünüyorum. Zamanın kısıtlı olması ve atölyenin sürekli bir şeyler üretmesi gerektiği için, eğitim sınırlı kalıyor. Genç medyacılar üretim yaparken, yeterince bilgi alamıyorlar.

Basın atölyesi bu yıl, yeterli sponsor olmadığından ve onlarla yeterince ilgilenilmediğinden şikayet ediyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Bir üniversite kulübü olarak zor bir şey yapıyoruz. YTÜFOK olarak, Türkiye’deki hiçbir fotoğrafla ilgili kurumun yapamadığı bir şeyi gerçekleştiriyoruz. Bu sebepten, ilgilenmemiz gereken çok fazla şey var. Etkinliğimize sponsorlar sağlayarak katılımcılara destek olmaya çalışıyoruz ama bu her zaman olmayabiliyor.Biz usta fotoğrafçıları, sanatçıları öğrencilerle bir araya getirerek zaten zor bir işi gerçekleştiriyoruz. Bu yüzden bu duruma çok önemli bir nokta olmadığını düşünüyorum.

Bu sene Fkare organizasyonunda bulunmuyorsunuz,sebebi nedir?
Kulüpçülükte şöyle bir durum vardır; her zaman aynı insanların aynı işleri yapması, yeni fikirlerin gelişmesine ve yeni şeylerin yapılmasına engel olabilir. Bu yüzden kulüpçüler sürekli devinim içindedir. Eskilerin gidip yerlerine yenilerin gelmesi esastır. Ama aslında tam olarak organizasyonda değilim diyemem. Yine bu süreçte arkadaşlarla iletişim halinde olup elimden geleni yaptım.

Bu sene diğer senelere göre festivalin daha sönük geçtiği izlenimine kapıldık. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
Atölyeler usta fotoğrafçı ve genç fotoğrafçıların bir araya geldiği, fotoğrafın konuşulduğu yerlerdir. Bu anlamda bütün atölyelerin amacına ulaştığını düşünüyorum. Atölyelerin ikinci önemli amacı bir üretim olmasıdır. Fakat, üretim atölye içinde olmasa bile, ileride olabilecek bir şeydir. Atölye sonunda direkt üretim olmasa bile, üretimin temelleri atılmış olacaktır. Bu da zaten festivalin ana amacıdır. Yani genç fotoğrafçıların gelişiminde rol almak. Bu yüzden şu an görünen önemli değildir, önemli olan ileride neler göreceğimizdir.

Röportaj:Müjde Ağır
Fotoğraf:Zuhal Tuzcu


Hiç yorum yok:

Yılın Basın Fotoğrafları" Yarışmasında Ödüller Sahiplerini Buldu

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) tarafından 40 yıldır aralıksız olarak düzenlenen “Yılın Basın Fotoğrafları” yarışmasının 2024 sonuçl...