Perşembe

Ünlü Caz Fotoğrafçısı Susanne Schapowalow'ın Legend Of Jazz Sergisi Galeri ART350'de


Almanya’nın en ünlü caz fotoğrafçısı Susanne Schapowalow, bizi notaların ardındaki müzikle buluşturuyor.

Rock’n Roll’ün caz olarak bilindiği zamanlarda, dünya siyah ve beyaz olarak ikiye ayrılmıştı. Schapowalow da savaşın devam ettiği yıllarda, radyodan yükselen davul seslerini bastırmak için yastık kullanıyordu.
Bu yıl 90. yaşını kutlayan Susanne Schapowalow o günleri şöyle hatırlıyor; “Aslında, kazanan her zaman merak ve mutluluk olmalıydı. O zamanlar caz, benim için önemli bir denge unsuruydu.” Sözünü ettiği “denge unsuru” Louis Armstrong’un şarkılarında geçen deyişlere benziyor. Ancak bu mütevazı genç hanım, “Scat and Potato Head” dinlemenin okuldan uzaklaştırılmak veya tutuklanmak anlamına geldiğini unutuyor. Çünkü o zamanlardan günümüze, dramatik sayılabilecek derecede önemli bir değişim yaşandı; caz müzik gece kulüplerinden konser salonlarına taşınarak toplumun sabit bir parçası olmayı başardı.
Caz fotoğrafları, o zamanlarda gerçekleşen hareketin ruhunu karakteristik bir biçimde yansıtıyor. Savaşın geride bıraktıkları henüz tam anlamıyla temizlenmemişken, binlerce insan yeni bir kültür ve eğlence şekli olarak benimsedikleri caz konserlerine akın ediyordu.
Müzikseverler arasında derinin renginin bir önemi yoktu. 1949 yılının Ocak ayında, Hamburg’daki bir konser salonunda beş gece üst üste konser veren Bill Colemann’ın caz grubunun biletleri adeta yok satmıştı. Yaklaşık 2000 kişilik izleyici kitlesi büyülenmiş gibiydi. Bu kültürel deprem, akşam postasının müzik yazarını da şaşkına çevirdi. Öyle ki övgü ve etkilenme arasında gidip gelen cümlelerde ne kullanılan müzik aletlerinden ne de yorumculardan bahsetmek aklına bile gelmedi.
Öte yandan Susanne Schapowalow bu duruma hiç de şaşırmış görünmüyordu. Bilakis azimliydi ve çağın en etkili caz fotoğrafçısı olma yolunda ilerlemeye başladı. Zevki, eğlenceyi, konsantrasyonu, yorgunluğu, hüznü ve yakınlık hissini, açıklaması çok da kolay olmayan bir şekilde fotoğraflara yansıtmayı başardı ve tüm bunlar, müzisyenlerle arasındaki bağı daha da güçlendirdi.
Rivayete göre Schapowalow, sadece gözlerini değil kulaklarını da ödünç verir izleyiciye. Aralarında Miles Davis, Billie Holiday, Ella Fitzgerald gibi birçok ünlü müzisyenin bulunduğu fotoğraflarda, sanatçıların kişiliklerine, takıntılarına, hassasiyetlerine, muzip ve ciddi hallerine tanıklık ederiz. Schapowalow’un fotoğraflarında görünen; müzisyenin iş hayatının normal seyriyle, ışıltılı ancak bir o kadar da zor bir iş yaptığı gerçeğinin harmanlanmasıyla oluşan özel bir karışımdır.
Merak, Susanne Schapowalow’un fotoğraflarında değişmeyen tek değer olma özelliğini her daim korumuştur. “Bir fotoğrafçı olarak, bir anlığına açılan kapıların ardına geçmem gerekiyordu.” diyor 1950’lerin sonunu hatırlarken.
Bugün Michael Jackson’ın prodüktörü olarak tanınan Quincy Jones; o günlerde kurduğu, Nat King Cole’un da şarkı söylediği müzik grubuna, dört haftalık Avrupa turnesinde eşlik etmesini teklif ettiğinde, Schapowalow düşünmeden kabul etti. İsveç’ten İtalya’ya uzanan biletsiz yolculuk, Schapowalow’un hayatını tam anlamıyla bir maceraya çevirdi. Geçmişte bilet kontrolü konusunda oldukça sıkı uygulamalar olmasına rağmen, seyahat eden kalabalık bir grup için sorun olmayacağını düşünüyorlardı. Ancak durum pek de umdukları gibi değildi, o günleri hatırlayan Schapowalow “Çok geçmeden, bazı noktalarda çok sıkı çalışan bilet kontrolörleri olduğu haberini aldık.” diyerek durumun vehametinden bahsediyor. O halde ne yapacaklardı? Hızlı gelişen karar verme sürecinin sonunda, “küçük kadın”ı bagaja koydular. Görünmemesi için etrafını valizlerle çevrelediler ve bilet kontrolörü geldiğinde olan bitenin farkına bile varmadı.
Quincy Jones’un o zamana kadar çekilmiş en başarılı yakın plan portreleri de o günlere aittir. Hayatı boyunca çalıştığı bütün müzisyenler arasında Duke Ellington ve Quincy Jones’un, Schapowalow’un gönlündeki yeri ise çok özeldir.
Susanne Schapowalow gerek iş gerekse özel hayatında, caz ve klasik müziğin dev isimleriyle hem sahnede hem de kuliste buluşma şansına sahip oldu. Fotoğraflarında caz müziğin olmazsa olmazlarını; tekniği, doğru zamanlamayı, profesyonelliği ve gerilimi bir bütün halinde izleyiciye sundu. Schapowalow, büyük aşkı caz müziğine duyduğu sadakati her daim korudu ve geçmiş döneme ait en özel kareleri bize armağan etti.

Sergi tarihi: 18.07.2012 - 31.08.2012


Hiç yorum yok:

Yılın Basın Fotoğrafları" Yarışmasında Ödüller Sahiplerini Buldu

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) tarafından 40 yıldır aralıksız olarak düzenlenen “Yılın Basın Fotoğrafları” yarışmasının 2024 sonuçl...