
Ali Alışır, yeni sergisinde insana, evrene ve mikrokozmos ile makrokozmos arasındaki ilişkiye odaklanan bir izlek sunuyor. Alışır, Kozmos’u anlamanın yolunun insanı anlamaktan geçtiğini, aynı şekilde bunun tam tersinin de pekâlâ mümkün olduğunu belirtiyor. Sanatçının bu iki yapı arasındaki benzeşliğe ve bütünlüğe vurgu yapan çalışmaları, evrenin aslında kendini oluşturan öğelerin en küçüğünden en büyüğüne kadar, bölünemez bir bütün olduğuna ve bu bütünün bir parçası olan insanın evrene dair her şeyi içerisinde taşıdığına vurgu yapıyor. Sanatçı evreni ve boşluğu ifade eden siyah zeminli resimlerinde kendi çektiği fotoğraflardaki kent görünümleri ve insan imgelerine evrendeki devinimi ifade edecek şekilde yer veriyor.
Alışır, sergisinin kavramsal arka planını insanlık düşünce tarihinin çeşitli duraklarından örneklerle örüyor. Kadim filozofların, insanın evrendeki olağanüstü düzenin ve hayat bulmacasının anahtarı olduğunun farkına vardıklarını dile getiriyor. Örneğin Pisagor’un insan ve evrenin Tanrı suretinde yaratıldığı düşüncesini ve her ikisi de aynı surette yaratıldığı için birini anlamanın ötekinin bilgisine ulaşmak demek olduğu düşüncesini vurguluyor.
Sanatçı, bu ontolojik bağlantının görsel düzeyde de bir farklılık göstermediğini, “evrenin görünür ve görünmez bütün parçaları arasında simgesel ve reel bir benzerlik olduğu” düşüncesinin felsefe ve dinler tarihi boyunca sıklıkla dile getirildiğini ortaya koyuyor. Bunu da Dünya’nın Güneş etrafındaki hareketinin elektronun proton etrafındaki dönüşüne olan benzerliği üzerinden örneklendiriyor.
Bozlu Art Project Nişantaşı
Teşvikiye Cad. No:45/1
Nişantaşı / İstanbul 34365
+90 212 232 72 32
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder