“Duyumsadıklarınızın sözcüklerinizde eriyip gitmesi, sözcüklerin yetersizliğidir.
Dile getirdikleriniz de zaten eriyip gitmiştir.”bir ilişki içindeki farklı halleri görselleştiren serginin kavramsal çerçevesi, Selim İleri’nin kitabı Yarın Yapayalnız’dan referans alınarak kurgulanıyor. Yazar kitapta edebiyat ve yazma eylemi aracılığıyla belleğin oyunbaz koridorlarında geçmişin izini sürerken, sergide gösterilen eserler de aynı doğrultuda iz bırakmış duygusal durumlara dair bir kapı aralıyor. Kitapta vurgulandığı üzere “duygusal kırıklıklarımızı dil ile tanımlamanın sınırlı kalışı”, Yarın Yapayalnız’da görsel imajların bellekle olan kuvvetli ilişkisinin aracılığıyla izleyiciye geçmişe ait olanları düşünmenin önemini hatırlatıyor.
Mixer Açık Depo yapısı içerisinde, küratörlüğünü Gülben Çapan ve Mehmet Kahraman’ın üstlendiği Yarın Yapayalnız sergisi, kişisel ayrılıklarımız sonrasında ortaya çıkan duygusal durumlarımızı fotoğraf ve resim gibi farklı disiplinlerde çalışan sanatçıların eserleri üzerinden araştırıyor. Sergi Alican Leblebici, Cansu Gürsu, Cem Ersavcı, Dilan Bozyel, Gülşah Bayraktar, Melis Binay, Murat Berköz, Murat Salcı ve Nalan Alaca’nın son dönem çalışmalarını bir araya getiriyor.
Hüzünler, mutluluklar, bakışmalar, gülümseyişler, veda edişler ve ayrılık sözleri gibi
“Tekillik” kavramı üzerinden bireyin yalnızlığını inceleyen Melis Binay, Murat Berköz ve Alican Leblebici’nin yağlıboya portre çalışmaları, ayrılık duygusunun uçsuz bucaksızlığı üzerine düşünen Dilan Bozyel’in ve kişinin yalnızlığını mekânsal terk edilmişlikler üzerinden okuyan Cem Ersavcı’nın fotoğrafları sergide izlenebilecek işler arasında yer alıyor.
Kaynak: http://mixerarts.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder